“Hiçbir şeyi şerik koşmayarak Allâh’a ibâdet et, farz kılınan namazı kıl ve farz olan zekâtı edâ et, haccet, umre yap, ramazan orucunu tut. Halkın sana yapmalarını sevdiğin şeylere bak, sen de onlara onu yap ve sana yapmalarını fenâ gördüğün şeyleri onlara yapma, terk et.”
IZÂHI
İslâm Dîni’nin, i‘tik ad ve amelle ilgili asla değişmez esaslan vardır, Ttikâda âit esaslar şunlardır: Allâh’a, meleklerine, peygamberlerine, gönderdiği kitaplarına, kıyamet gününe, kadere, hayır ve şer Allah’ın halkı ile olduğuna ve öldükten sonra dirilmeye îman.
Bu hadîs-i şerif de, amele müteallik esaslar büdirilmektedir kif bunlar da: Allah’a hiçbir şerik tanımadan ibâdet etmek, yâni emirlerini tutup nehiy ve men’ eylediği şeylerden kaçınmak, farz olan beş vakit namazı kılmak ve nisâba mâlik olanlar, malının zekâtım ödemek, üzerlerine farz olanlar hac ve umre yapmak ve ramazanda oruç tutmaktır. Bu ibâdetlere dâir Kur’ân-ı Kerîm’de müteaddit sû relerde sarih, te’vîl kabûl etmez çeşitli âyetler vardır.
Hadîs-i şerîfin son hükümleri, daha ziyâde ahlâkî hükümlere dâir sevk olunmuş vecizeler hâlinde emir ve talimlerdir. Fühakîka insan kendisine yapılmasını arzu ettiği şeyleri başkalarına yapmak, kendisine yapılmasını istemediği şeyleri başkasına yapmamak, en yüksek fazilettir. Bu yolda hareket edenler dünyâ ve âhiret saâdeti ne nâil olurlar. Her müslüman bu öğütleri hiçbir zaman ne sükûnet ne de Öfke hâlinde hatırından asla çıkarmamalıdır. Kemâl ve saâdet yolu budur