Bâzı ameller vardır ki, menşe’ ve mâhiyyeti bakımından Allah’ın rızâsına muvâfık olduğundan amellerin efdalidir.Hadis-i şerifin mevzûu olan Allah için sevmek, Allah için sevmemek bu nevî amellerdendir.
Salâbet-i diniyye sâhibi olan kimseyi sevmeye şer‘i lisânında hubb-ü fi’llâh, fâsık ve fâcir kimseye kalben buğz etmeye buğz-u fi’llah denir. Her iki amel de îmanda sıdk ve hulûsa delâlet ettiği cihetle, amellerin sevap yönünden en fazîletlilerindendir.
Yalnız fâsık kimselere unf ve şiddetle izhâr-ı buğz edilmeyip lisân-ı münâsiple nasîhatde bulunmak gerekir. Dünyevî bir sebeble sevmek ve yine dünyevî bir menfaat şevkiyle buğzetmek hadis-i şerifin medlû-iünden hâriçtir.
îman ve salâbet sâhiplerine dünyevî bir sebeble buğzetmek ve fâsık ve fâcir kimselere hasis menfaat şevkiyle muhabbet göstermek, mü’minin şiarına yakışmayan hareketlerdir. îman sâhiblerine buğz ve imansızlara muhabbet, inanç (i’tikat) ihtilâfından ileri geliyorsa bu gibiler İslâm câmiasmdan hâriç olan mülhidlerdir.