“Müslüman, dilinden ve elinden müslümanların selâmette kaldığı kimsedir. Mü’min de, insanların can ve mallarında kendisine emniyet eylediği kişidir.”
İZAHI
Islâmiyyet’in maksat ve gâyesi, fert ve cemiyet olarak, insanlar arasında huzur ve emniyeti hâkim kılmaktır. Hangi hükmüne bakılsa hep bu hedefe müteveccih olduğu görülür. î’timat ve emniyeti gideren her hareket tslâmi hükümlere muhalifdir.
Binâenaleyh, Müslüman, müslümanlar dilinden ve elinden ve mü’min*, halk can ve malında kendisinden emin olacak, müslüman raüslümanı zem ve tahkir etmeyecek ve ona isnad, iftira ve bühtanda bulunmayacak; can, ırz, şeref ve malına taarruz ve onu ızrar etmeyecektir.
îşte, İmânın şiarı budur. Ve kâmil îman sahipleri bu vasıfları taşıyanlardır. Bu haysiyette olmayan mütecaviz, zemmedici ve şunun bunun can, ırz ve şeref ve mal ve mülküne doğrudan doğruya veya dolayısiyle göz koyun taarruz edenlerin imanlarında kemâl yoktur. Hattâ bu gibilerin îmânından şüphe edilir. Bir tarafdan Allah ve Resûlü’nü ve Kur’an-ı Kerîm’i kabul, ve tasdik ve diğer tarafdan Allah ve Eesûlü’nün emirlerini ve Kur’ân’m hükümlerini hiçe sayanlar, yüz aklığı ile ve hicap duymadan mü’minim iddiâsmda bulunamazlar.