Resûl-i Ekrem Kendimiz, ümmetini hayırlı ve feyizli olmakta yağmura teşbih etmiş, Önü mü, yoksa sonu mu hayırlı olduğu bilinmez, demek suretiyle ilk ve son tabakalar arasında fark olmadığını ifâde buyurmuştur.
Devam eden yağmurun her nevbeti bereketlidir, îlk nevbet yağmur mu, yoksa son nevbet yağmur mu hayırlıdır? Tâyin mümkün olmadığı gibi, ümmetin ilk tabakaları mı, müteâkip tabakalar mı hayırlıdır, tâyin olunamaz. Her tabaka hayırlı olmakta bir husûsiyyeti hâizdir.
Evvelkiler gördükleri âyât ve mu’cizât karşısında îman ve Resûl-i Ekrem’in da’vetine icâbetle mallan ve canlan ile İslâm’ı takviye ve ilâya himmet ettikleri gibi, sonradan gelenler de âyât-i mütevâtire ile müeyyed gaybe imanla mal ve can-lariyle îslâmiyyetin tevessü ve i’tılâsına ve âyet ve hadîsler üzerinde fevkalâde sa‘y ve gayretle hükümlerin îzah ve teferruâtın tâyinine bezl i himmet ve gayret etmişlerdir.
Bu hadis-i şerîfle arasında münâfât yoktur. Çünkü bu hadîs îmân-ı kâmil sâhibi ferdler ve “hayrü’l-kurûni karni…” hadîsi, kam ve mecmû’ i’tibâriyledir.