Bu hadîs-i şerifin delâletinden de anlaşılacağı üzere, İslâm Dî-ni’nde uğursuzluk diye bir şey yoktur. Uğursuzluk, ya tedbirsizlikten veya gafletten veya kötü hareket ve amelden neş’et eder.
Uğursuzluk olsa idi evde, kadında, atta olurdu. Fakat bunlarda da uğursuzluk yoktur. Bunlarda uğursuzluk, ev hava almamak, güneş görmemek gibi sıhhate muvâfık olmamasından, kadında uğursuzluk, ahlâksız, bed-zebân bulunmasından ve atta uğursuzluk, sâhibini tepip ısırmak gibi huysuzluktan ibârettir.
Fakat, müslümanların ekserisi bunlarda ve günlerde uğursuzluk itikat ederler. Meselâ, biri Salı günü yola çıkar veya evlenir veyâhut bir ev ve at alır da çok geçmeden zararı mûcip bir hal vuku* bulursa, Salı günü yola çıkmaya veya evlenmeye veya eve ve ata hami ederler ki, yanlıştır. Ancak, bu kanâatta bulunanları vazgeçirmek zor ve hattâ imkânsız gibidir.