Âhara zarar vermek memnîT olduğu gibi, zarara zararla mukâbele de memnû’dur. Binâenaleyh, bir kimse diğer kimsenin malına veya şahsına taarruz etmek gibi bir sûretle, anın malına ve anın muhterem olan hakkına zarar vermez. Çünkü, âhârı ızrâr zulümdür. Zulüm ise bütün dinlerde mutlak sûrette memnû’dur. Kütüb-ü se-mâvıyye bu hususta müttefiktir.
Zarara zararla mukabele de memnû’dur. Yâni, bir kimse diğerin malına veya şahsma bir zarar îras ettikte, zarar gören, o kimseye ceza olmak üzere misliyle veya mislinin gayriyle zarar vermeye ahkkı yoktur. Aksi halde şahsen ihkak-ı hak meşrû olur ve ni-zâm-ı içtimâî haleldâr edilirdi. Ancak mutazarrır olan, hâkime mü-râcaatla mütecâvizin tecziyesini ve zararının giderilmesini ister.
Hulâsa, bir kimse zulüm görmekle, âhara zulmetmek hakkını kazanmış olmaz. Bir hayli hukuk mes’eleleri bu asla göre hüküm-lendirilir.