“Kim ayrılık yaparsa, bizden (bizim kâmil ümmetimizden) değildir.”
IZÂHI
Diğer bâzı hadîs-i şeriflerin îzâhında da zikir ve beyan eylediğimiz veçhile, İslâm Dîni birlik ve mü’minler arasında sevgiyi emir, ve bu esas hilâfında hareketten men4 ye tahrir eyler.
Bu hadîs-i şerîfde, bu diistûr-u içtimâiyi ihlâl edenlerin, hiisranlı durumları beyan olunmuştur.
Aynlık, bir âile, dostlar ve komşular arasında ayrılığa şâmil olduğu gibi, bir kabÜe, millet, devlet ve bir cemiyyet arasında birliği ihlâle ma’tuf hal ve hareketlere de şâmildir.
İslâmî ahlâkla muttasıf olanlar, müslümanlar arasında tefrika yapmak şöyle dursun, buna sebeb olacak hal ve hareketten dahi tevakki ederler.
Tefrika yapanlar, ya vatandaş ve vatan sevgi ve hissinden mahrum olan câhil ve gafiller veya düşmanlar ve münâfıklardır. Ayrılığın vahim âkıbetlerini bilen bir mü’min böyle harekette bulunmaz.
Halk ve cemiyyet araşma tefrika düşürmek, bir nevî fitnedir ki, zararı fitnecilere münhasır kalmaz, ma’sumlar da mutazarrır olurlar. Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’de, ‘‘Fitne katilden eşettir” buyurmuş ve zararı yalnız zâlimlere isabetle kalmayacak fitneden kaçınmağı emretmiştir.
Halk arasında aynlık yapanların, fitne ve fesat çıkaranların, elbette İslâm ümmeti arasında mevkii olamaz, işte Cenâb-ı Peygamber Efendimiz bunu haber veriyor.