Rasulü Ekrem sallahü aleyhi ve sellem’den mealen şöyle bir hadisi şerif rivayet ediliyor.
“Müminin ferasetinden sakının!. Çünkü o Allah’ın nuruyla bakar.” (Tirmizi, Tefsiru’l-Kur’an, 16, Suyûtî, elĞCâmiu’sĞSağir, 1, 24)
İZAHI
Ferâset, teferrüs maddesinden isimdir ki, anlamakta isâbet etmek demektir.
Bu hadîsi şerifdeki firâset, iki mânâda tefsîr olunmuştur: Biri Cenâb-ı Hakk’ın velâyet mertebesine erişen kullarının kalblerinde halk eylediği nurla ve diğeri safvet-i ahlâk ve şiddet-i zekâ ve idrâkle, halkın bâzı hallerine vâkıf olmak. Her iki mânâya göre, kuvve-i mâ-neviyye ve kutsiyye lâzımdır.
İşaret ve kayıt ettiğimiz veçhile, mü’minden maksat, mü’min-i kâmildir. Mü’min-i fâcir ve fâsıkta firâset olamaz.
Resûl-i Ekrem Salla’llâhu aleyhi ve sellem ümmetine mü’minlerce ıttılâ‘ hasıl olarak, kerâmet ve şeref-i insâniyyeleri zedelenmemek için, memnû’ fiillerden çekinmeyi emir buyurmuştur.