“Üç şey vardır ki, şu ümmet-i îslâmiyye bunlardan âlim olmamıştır: Haset, kötü zanda bulunmak ve uğursuz savmak. Dikkat ediniz, bunlardan kurtulmak yolunu size haber vereyim: Kötü zanda bulunduğun vakit, tah-kîkma kalkışma. Haset eder isen, onunla amel etme. Uğur suzluk hissi geldi mi, niyyet ve kasdına devâm et.”
İZAHI
Hazret-i Nebiyy-i Ekrem, insanların yaradılışında mevcut üç kötü hasleti ve bunlardan çıkma yollarını haber veriyor. Bunlar: Hased. sû-i zan ve teşe’üm’diir. Bunların vizr ve vebâlinden kurtulmak için, sû-i zan vukûunda tahkîkma kalkışmamayı; haset edince onunla amel etmemeyi ve uğursuzluk hissi gelince, kasıt ve niyyete devam olunmasını emir ve tavsiye buyuruyor.
Sû-i zan haramdır. Kur’ân-ı Kerîm’de, “Ey îmân edenler, sû-i zannın çoğundan içtinap ediniz. Çünkü bâzı zan ismdir” mealinde olan âyet-i kerîme ile, sû-i zan tahrim kılınmıştır.
Sû-i zan sâhibleri, ekseriyyetle fena huylu ve mütevehhim kimselerdir. îyi ahlâklı kimseler, fenâlıktan sakındıklarından, bir insanın kötü olmasma ihtimal vermezler ve fısk ve fücur erbabından olmayanlar hakkında kötü zanda bulunmazlar.
Hased, emrâz-ı kalbiyyeden şifâsı müşkil bir marazdır. Bu gibiler, Allâh’a yalvararak, bu hastalığın te’sîri altında bırakmamasını niyaz etmelidirler.
Teşe’üm, ekseri kavimlerde şâyi‘ olan bir inanç mahsûlüdür. Bir iş yapmak istediklerinde, bâzı kuşların ötmesinden veya bir fırtınadan veya bir falcının falından teşe’üm ederek niyyet ve kasıtlarından vazgeçerler.
îslâmiyyet’te teşe’üm yoktur. Yeter ki kasıt meşrû‘ olsun. Binâenaleyh, Müslüman olan, böyle şeylere ehemmiyyet vermeyip, azim ve niyyetinde devâm etmelidir.