“Allah indinde arkadaşın hayırlısı, arkadaşına hayırlı olanıdır. Allah indinde komşuların hayırlısı da, komşusuna hayırlı olandır.”
ÎZÂHI
Dünyâda dost sâhibi olmak iyi şans, güzel talih eseridir. Buna nâü olamamak mahrûmiyyettir. En çok dostu olanlar, doğru sözlü, teiniz özlü, dürüst ve hayırhah insanlardır. Yalancı, hîlekâr, yalnız nefsini düşünen mağrur kimselerin dostu olmaz. Ve bu gibüere halk kıymet vermez. Bunlara dost gibi görünenler, ya şerrinden korunmak veya bir menfaat elde etmek için öyle gözükürler.
Dost, samimî, muzâyeka ve mihnet zamânmda sevdiğinin yardım ve imdadına koşan ve kendi menfeat ve zararlyle sevdiği kimsenin menfeat ve zararını müsâvî tutan insandır.
Dostluk Allah için olmalıdır. Bir menfeat elde eünek maksadiy-le dost gibi görünenler, hakikatte dost değüdirler. Bunlara karşı ihtiyatlı bulunmak ve hele yüze gülüp arkadan aleyhde bulunan şerirlerden tevakki ve içtinâb etmek lâzımdır.
Dostluğun mertebeleri vardır. Bu hadîs-i şerîfde beyân olunduğu veçhile Allah yanında dostun hayırlısı, dostuna hayırlı olandır. Hayırlı olmanın da derecesi vardır ki, hayırhahlığm, elem ve keder ve felâket anlarında gösterilecek alâka ve âlîcenabhğm derecesiyle mütenâsiptir. Hayırlı komşuya gelince, diğer bir hadîs-i şerîfde beyân ettiğimiz veçhüe, komşuluk hak ve vazifeleri vardır. Allah indinde hayırlı komşu, bu hak ve vazifelere riâyet edenlerdir. Hayırlı olmanın derecesi de, bu hak ve vazifelere riâyetin derecesiyle mütenâsiptir.