“Dilinizi müslümanlar aleyhinde konuşmaktan men‘ ediniz, ve müslümanlardan biri vefat ettikte, iyiliklerini söyleyiniz’
ÎZÂHI
Bu hadîs-i şerif, Kur’ân-ı Kerîm’in nehyettiği sözlerin icmâlidir. imdi hiçbir kimse zem ve gıybet gibi şeref ve haysiyyet kırıcı sözlerle müslümanları diline dolamayacaktır. Yalnız başkalarını tahzîr ve çekindirmek için, fâsıklarm fışkını söylemek câizdir. Ve bir de müslümanlardan biri vefât edince onun muhassenâtını söyleyecek, zem ve gıybet etmeyecektir. Yalnız onları muhassenâtiyle anıp, kendilerinde olmayan hasene ve meziyyetle yâdetmeyecektir.
Hazret-i Ali ve Muâviye vak’aları gibi bâzı vak’alar dolayısiyle şuna buna ta‘n ve teşnî‘ etmek, fitneyi tahrik mâhiyyetinde olduğundan şiddetle memnûdur.
Bugün geçmişi tekrarda, fitne ve fesâdı tahrikten başka bir fâide yoktur. Müslümanlar fitneyi tahrikle değü, onu uyutmakla vazifelidir.