“Farz ibâdetlerden sonra, Allâh yanında amellerin en sevgilisi (rızâsına muvâfık olanı), müslümanın kalbine sevinç koymaktır.”
İ Z Â H I
Bu hadîs-i şerif, fezâil-i ahlâkıyyeden en mühim bir faziletin değerini haber vermektedir. Basit gibi görünen bu mevzu, menşei i‘tibâriyle çok şümullü bir mefhumdur. Ve İçtimaî düzenin temellerinden biridir.
Kalbe sevinç koymak, bir müslümana yardım etmek, onun ihtiyâcım gidermek, ona ilim öğretmek, ona her hangi bir iyilikte bulunmak, onu güler yüz ve tatlı sözle karşılamak gibi fiil ve hareketle olur.
Bir şahıs evinde huzur, bir arkadaşiyle görüşünce neş’e, mektep^ de ümit ve inşirah duyar, bir memurdan iyi muamele görürse, o ferd de, o cemiyet de bahtiyardır. Bilâkis evinde muzdarip, bir arkadaşiyle biri eşince elem ve endişe duyar, mektepde inkisâr-ı hayâle uğrar ve bir memurdan huşûnet görürse, o ferd de o cemiyet de bedbahtdır.
îşte bir mü’minin kalbine sevinç koymak bu kadar mühimdir, ve Allâh yanında amellerin en sevgilisi Allah’ın nzâsma en muvâfık olanıdır.