İbni Abbâs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İki göze cehennem ateşi dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz ve Allah yolunda nöbet bekleyerek geceleyen göz.”
Tirmizî, Fezâilü’l-cihâd 12
İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem herkesin yanında deccâlden söz ederek şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ tek gözlü değildir. Şunu unutmayın ki, deccâlin sağ gözü kördür. Onun bu gözü üzüm salkımından dışarı fırlamış üzüm tanesi gibidir.”
Buhârî, Fiten 26, Tevhîd 17; Müslim, Îmân 274. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 60
Ukbe İbni Âmir radıyallahu anh şöyle dedi:
– Ey Allah’ın Resûlü! Kurtuluş (sebebi) nedir? dedim.
– “Aleyhine olacak sözlerden dilini tut, evinde kalmayı yeğle, kendi günahın için pişmanlık duyarak göz yaşı dök!” buyurdu.
Tirmizî, Zühd 61
Sehl İbni Sa’d radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İzin istemek göz(ün evin ayıplarını görmemesi) için şart kılınmıştır.”
Buhârî, İsti’zân 11; Müslim, Edeb 41. Ayrıca bk. Tirmizî, İsti’zân 17
Saîd İbni Zeyd radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim dedi:
“Mantar, kudret helvası türünden ilâhî bir lutuftur. Suyu da göze şifadır.”
Buhârî, Tefsîru sûre (2), 4, Tefsîru sûre (7), 2, Tıb 20; Müslim, Eşribe 157-162. Ayrıca bk. Tirmizî, Tıb 22; İbni Mâce, Tıb 8
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah korkusuyla gözyaşı döken kişi, sağılmış süt memeye dönmedikce cehenneme girmez. Cihad tozu ile cehennem dumanı asla bir araya gelmez.”
Tirmizî, Fezâilu’l-cihâd 8; Zühd 9. Ayrıca bk. Nesâî, Cihâd 8; İbni Mâce, Cihâd 9
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem cinlerden ve göz değmesinden Allah’a sığınırdı. Nihayet Muavvizeteyn (Kul eûzu birabbi’l-felak ve kul eûzu birabbi’n-nâs) nâzil oldu. Ondan sonra Muavvizeteyn ile Allah’a sığınmaya başladı ve diğer duaları bıraktı.
Tirmizî, Tıb 16. Ayrıca bk. İbni Mâce, Tıb 33