“Doğru olup kendisine emniyet olunan tâcir, peygamberler, sıddîklar ve şühedâ ile haşr olunacaktır.
İZAHI
Tacirler cemiyet içinde pek fâideli ve hayatî hizmet görürler. Halkın muhtaç olduğu her maddeyi hâriçten ve dâhilden tedârik ederek hal km ayaklarına getirirler. Tacirler olmasa köyde ve şehirde her ilıt.yaç maddesini bulmak mümkün olmaz. Her fert muhtaç olduğu malları tedârik etmek için, malların bulunduğu yerlere gidemez.
Tâcirler fert ve cemiyete yaptıkları hizmet sebebiyle büyük mertebe ve mânevi mükâfâta nâil olacaklardır, işte Resûl-i Ekrem bunu haber veriyor. Ancak bu mertebeye ve mükâfâta mazhar olmak için, hadîsin ihtiva ettiği kayıtlardan da anlaşılacağı üzere doğruluk ve emânet şarttır. Bu faziletlerden mahrum olan tâcirler, enbiyâ, sıddîkîn ve şühedâ ile değil, fâsıklarla ve âsîlerle haşr olunurlar.
Maâlesef zamânımızda müstesnâlardan kat‘-ı nazar, sadâkat ve emânetin kadri bilinmemekte, ticâret, malın semeninde ve vasfında yalan, ihtikâr, hîle ve hıyânetle cereyan etmekte ve herkes ûıalını tutturabildiğine satmak için çalışmaktadır. Helâl ve haram inancı kalmamıştır. Ahlâkın bu derece çöküntüsüne hayret etmemek kabü değildir. Allah’dan salâh Ve-insaf niyâz edelim.