MEALİ
Söylemeye muktedir olmayan hayvanlar hakkında, Allâh’tan korkunuz; binmeye elverişli olana bininiz, yemeğe yarayanı yeyiniz.”
İZAHI
Cenâb-ı Hak, İnsanların faydası için halk ettiği hayvanlan, insanların emirlerine müsahhar kılarken aynı zamanda, söylemeye ve beyân-ı hâle muktedir olmayan bu mahlûklarını, insanların merhamet ve şefkatine emânet kılmıştır. imdi insan, onlardan intifâ* ederken iyi muâmele edecek, aç ve susuz bırakmayacak, dövmeyecek ve tehammüllerinden fazla yük ve meşakkat tahmil etmeyecektir.
îttikâ ite başlayan hadîs-i şerif, bu hitâbiyle hayvanlara fena muâmelenin günah ve vebâlinin ağırlığını, açlık ve susuzluğunu, yorgunluk ve ızdırâbını söylemeye muktedir olmayan mânâsında müs-ta‘mel olan “Mu’cem” kelimesiyle de şefkat ve merhaıfıete muhtaç olmaları sebebine işâret eylemiştir. :
Hayvanlara kötü muâmelenin günah ve vebâlinin îmyüklüğün-dendir ki, Asr-ı Saâdet’ten başlayarak belediye zabıtası? vazifesi gören muhtesiplere, hayvanlar hakkmdaki hareketlere mezâret etmek ve merhametsiz ve insafsız hareket edenleri tecziye eylemek vazife ve salâhiyyeti tevdi olunmuştur Biiûmum îslâm devletlerinde, bu hu-sûsa i’tinâ olunmuş ve fıkıh kitaplarında nafaka bahsinde hayvanların nasıl infâk olunacağı hakkında hükümler sevk ve ‘tedvin olunmuştur.
Hayvanlara zulüm ne derece günah ise, onlara merhamet o nis-bette sevaptır. Bunu müdrik olan bâzı müslümanlar, zayıf ve hasta hayvanlara yardım olmak üzere, yaptıkları vakıfların Vâridâtından hisse ayırmış ve hattâ bâzıları, kışın sıcak memleketlere gidemeyip mücâvir kalan leyleklere yem için, vâkıflarının vâridâtından tahsisler yapmışlardır.
Bâzı câhil müslümanlarm, hayvanlara, menfaatlendikleri hayvanlara revâ gördükleri fenâ muâmelenin sebebini dinlerinde değil, ce-hâlet ve insafsızlıklarında aramalıdır.