Bir müslümana hıyânet eden veya zarar veren veya hîle yapan bizden değildir (bizim şeriatımızla âmil değildir).
İZAHI
lalâmiyyet, istikamet, aharın hak ve hürriyetine riâyet, mal, can ve ırzına hürmet emreder, tftlfrnrı Dîni’nin hüküm ve muktezâsı budur. Başkalarına hıyanet, başkalarını ızrar ve onlara hile, hıyanettir. Bu gibi hıyânetlerde bulunanlar, hakiki ve kâmil müslüman olmak şeref ve bahtiyarlığından mahrumdurlar.
Bir tacir, müşterinin tecrübe ve bügisizliğinden istifâde ederek iradını değerinden fazlaya sürerse veya hile yaparsa, meselâ: Bir yahûdî mâmûlünü Alman mâmûlü diye satarsa veya herhangi bir şahıs bir sûretle başkasına zarar verirse, bu gibiler hakiki Müslümanlık, hattâ imamlık iddiâsmda bulunamaz. Bunlar birer misâldir. Hadîs-i şerif, her türlü hıyânet ve ızrâr ve hileye şâmildir. Keyfiyet böyle olunca, aralarında din kardeşliği bulunanların yekdiğerine hıyânet ve zarar vermesi daha şen’î bir harekettir.
İşte, Resûl-ı Ekrem Efendimiz, bu Kabil fiil ve harekette bulunanların, Islâm câmiası arasındaki durumlarım haber veriyor.