Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Ey insanlar! Şunu iyi bilin ki, Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a; beyazın siyaha, siyahın beyaza takva dışında bir üstünlüğü yoktur…” (İbn Hanbel, 5/411)
Vâsile bin Eska’ın (radıyallahu anh) kızı, babasını şöyle derken işittiğini anlatıyor:
“Hz. Peygamber’e, ‘Yâ Resûlallah! Irkçılık nedir?’ diye sordum. Şöyle buyurdu: ‘Zalim de olsa kendi kavmine arka çıkmandır.’” (Ebû Dâvûd, Edeb, 111-112)
Cündeb bin Abdullah el-Becelî’den (radıyallahu anh) nakledildiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Kim ırkçılık propagandası yaparak veya kabileciliğe / ırkçılığa destek vererek yoldan çıkmış bir topluluğun bayrağı altında öldürülürse, onun ölümü câhiliye ehlinin ölümü gibidir.” (Müslim, İmâre, 57)
Cübeyr bin Mut’im’den (radıyallahu anh) nakledildiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Irkçılığa çağıran bizden değildir. Irkçılık davası uğruna savaşan bizden değildir. Irkçılık davası uğruna ölen bizden değildir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 111-112)
İbn Ömer’den (radıyallahu anh) nakledildiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Mekke’nin fethi günü insanlara bir hutbe vererek şöyle buyurmuştur:
“Ey İnsanlar! Allah sizden câhiliye gururunu ve atalarla övünme âdetini gidermiştir. İnsanlar iki gruptur: İyi, takva sahibi, Allah katında değerli kişi ve günahkâr, bedbaht, Allah katında değersiz kişi. İnsanlar Âdem’in çocuklarıdır. Ve Allah Âdem’i topraktan yaratmıştır.” (Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 49; Ebû Dâvûd, Edeb, 110-111)