“Bir kimse, mü’min kardeşinin mektûbuna izni olmaksızın bakarsa, Cehennem’de olan kişinin hâline benzemiş olur (günah işlemiş olur).”
ÎZÂHl
Bu hadîs-i şerif, sır ve dolayısiyle muhabere mahremiyyetine teallûk etmektedir. (100 No.lu) hadîs-i şerifin îzâhmda beyan ettiğimiz veçhile sahibince mektûm ve mahrem kalması matlub olan sözlerin ifşâsı ve ona ıttıla’ memnû* ve haramdır. Bu hadîs-i şerîfde, bu esâsa muvâfık olarak, gerek huzurunda ve gerek gıyabında mek-tûbu yazanın miisâdesi olmaksızın onu anlamaya çalışmanın müstel-zim-i azâb olduğu beyan buyurulmuştur. Beyan, kinâye tarikiyle vâ-rid olmuştur.
Mektub kelimesi mutlaktır. Yazilan şeylerin mahrem olmadığı, ancak delâlet-i hâl ve sâhibinin beyânından anlaşılır. Kapah zarf içinde başkasına gönderilen mektub, kapah olmak delâletiyle, mahrem sayılır. Binâenaleyh, muhâtabın gayri hiçbir kimse tarafından açılıp okunamaz. Velevki usûl ve fürû‘dan birine veya zevç veya zevceye yazılmış bulunsun. Mes’ele muhâtabm şu veya bu olmasında değil, münderecatına başkalarının ıttılâına sâhibinin rızâsı olduğu malûm olmamasındadır.