MEÂLÎ
“Bir kişi diğer bir kişiyi kardeş ve (dost) edinirse, onun ismini, babasının ismini ve nereli ve hangi kabileden olduğunu sorsun. Çünkü bu, muhabbet (ve dostluğun) devâmına yarar.”
İZÂHI
Müslümanlar, birbirinin kardeşidirler. Din kardeşliğine has birtakım haklar vardır. Buna ayrıca husûsî bir dostluk inzımâm edince daha fazla ahlâkî vazifeler terettüp eder.
Bu vakfeleri İfâ edebUmek için, dost ittihaz olunan kimsenin hüviyyet ve mahall-i ikâmetini bilmeye ihtiyaç vardır. Tâ ki, icâbında yardım, ziyâret, hastalanınca iyâde ve vefât edince cenazesinde hazır bulunmak; ayn ayrı mahalde iseler, mektuplaşmak mümkün olsun. Bundan başka bu hususları sorup öğrenmek meveddet ve saygı ifâde eder. İnsan kalben kuvvetli bir meyil hissetmediği kimseden bu gibi şeyleri sormaz. İşte Resûl-i Ekrem Efendimiz, bunları ta‘lim ve tavsiye buyuruyorlar. Maâlesef zamânımızda bu nevî dostluğa nâdir tesâdüf olunmaktadır.
însan, bir kimsenin ya hüsn-ü ahlâk veya hüsn-ü ahlâkla birlikte ilim ve irfânı veya menfaatti diinyeviyye dolayısiyle dostluğunu arzu eder. Ancak menfaat-i diinyeviyye için yapılan dostlukta samî-miyyet ve devam olmaz.