Resûl-i Ekrem:
— Bir kişinin ana babasına sövmesi, büyük günahlardandır, buyurmuşlardı. Ashâb:
— Yâ Resûla’llah, bir adam ana babasına söver mi? dediler. Resûlullah:
— Evet, bir kişi başkasının babasına söver, o da onun babasına söver ve başkasının anasına söver, o da onun anasına söver, buyurdular.
Başka bir rivâyette Resûl-i Ekrem:
— Kişinin ana babasma lâ‘net etmesi en büyük günahlardandır, buyurmuşlardı. Ashâb:
— Yâ Resûla’llah, insan ana babasma nasıl lâ‘net eder? diye sordular. Resûl-i Ekrem:
— Başkasının babasına söver, o da onun babasına söver; anasınaa söver, o da onun anasına söver, buyurmuşlardır.
IZÂHI
Şetm ve sebb, sövmek ma’nâsmadır. Bir şahsın ırz, namus, şeref ve haysiyyetine ta‘n ve tecâvüz, sövmektir. Eşek, köpek, alçak, arsız, nâmussuz, hâin, hayvan, iblis, fâsık, fâcir, mel’un gibi sözler hepsi sövmektir.
Maaza’lllah, din, îman gibi mukaddesâta hakaret ve sövmek ne fecî* fazâhat ve rüsvaylıktır. Bu gibileri tavsîf için kelime bulmak mümkün değildir.
La’net de bir nevi sövmedir. Nitekim ikinci rivâyette geçen lâ’net sövmek mânâsınadır. Resûl-i Ekrem Efendimiz, sövmeye se-bebiyyet vermenin, sövmek hükmünde olduğunu beyan buyurmuşlardır, Binâenaleyh, şuna buna sövmeden son derece çekinmek iktizâ eder.
Câhil ve terbiyeden mahrum kavim ve cemiyyetlerde türlü türlü çirkin «övmeler vardır. Bu kötü ahlâk, çocuklara da sirâyet ederek yaygın bir halde devam eder. Medenî terbiyeye ehemmiyet veren memleketlerde, sövmelere nadiren tesâdüf olunur.
Müslüm anlar, çocuklarım sövmekten ve bu çirkin alışkanlıktan korumak için âile yuvasında, okullarda, muhitte o kabil sözler söylenmekten çekinmek, küçükleri terbiyesiz çocuklarla görüşüp oynamaktan men’ eylemek, şayet kendilerinden böyle sözler duyulursa, tatlılıkla ve îcâb ediyorsa şiddetle bu sözlerin fenâlığını, kendilerine anlatılarak vazgeçirmek lâzımdır.
Bu terbiye yoksulluğunu gidermek ancak böyle mümkün olabilir.