“Müslüman, müslümanın kardeşidir. Bu ona zulm etmez ve onu zulme teslîm etmez. Bir kimse müslüman kardeşinin bir ihtiyâcını giderirse, Allah da ona ihtiyaçlarında yardım eder. Bir müslüman diğer bir müslümanın gam ve kederini giderirse, Allah da kıyâmet gününde onun gam ve gussasmı giderir. Ve bir müslüman müslüman kardeşinin ayıbını örterse, Allah da kıyâmet gününde onun ayıbmı örter.”
İZÂHI
Resûlullah Efendimiz, bu hadîs-i şerîfde kardeşlik rabıtasının icaplarını ve bir müslimin diğer bir müslime karşı ne sûretle hareket etmesi lâzım geldiğini, bunun mânevi fâidelerini beyan buyurmuştur.
Zulüm, fert ve cemiyyet hayâtını zehirleyen bir âfettir. Müslümanlığın gâyesi ise, Allah’a ubûdiyyet ve kullar arasmda hüsn-ü muâşeret ve emniyet te’sîsidir. Binâenaleyh, müslim ve mü’min olan, başkasına zulmetmez ve onu zulme teslîm etmez. Bir diğer hadîs-i şerîfde de, onu kurtarmaya çalışır, buyurulmuştur.
Bundan başka müslüman, ihtiyâcı olanların ihtiyâcını gidermeye çalışacaktır. Eğer giderirse, Allah da, ihtiyaçlarında ona yardım eder. Bir müslüman diğer müslümanın gam ve kederini gidermeye çalışmalıdır. Eğer giderirse, Allah da, yann Ahiret’de onun gam ve kederini giderir. Müslüman müslümanın ayıplarım ifşâ etmeyip örtmelidir. Eğer böyle yaparsa, Allah da kıyâmet gününde onun ayıplarım örter.
îşte faziletlerin karşılıkları; hayır işleyen hayra nâil olur.