“Korkma sakin ol, çünkü ben bir hükümdar değilim, ben ancak kurutulmuş et yiyen Kureyş’ten bir kadının oğluyum.”
İZAHI
Rivâyete göre, husûr-ı Saâdet’e bir zat gelmiş ve Hazret-i Re-sûlullâh’ın mehâbetinden korkarak titremeye başlamıştı. Bunu gören Fahri Âlem, o zâtı teskin için bu hadîs-i şerifi. îrat buyurmuşlardır.
Hazret-i Peygamber Efendimiz, son derece mütevâzî idi. Ümmetine: Ben de sizin gibi beşerim. Yalnız, Allâh-u Teâlâ’nın Kitâb-ı Ce-IDini ve emir ve nehiyierini teblîğa me’mûrum, buyururlardı. Ve herkesi be’şuş bir yüzle karşılardı. Nazarında zengin, fakir, kavi, zayıf müsâvî idi. Ziyâretine gelenleri kabûl eder, mevki ve takvâlan derecesine göre ütifat buyururlardı.
Cenâb-ı Hak O’nu en yüksek ahlâkla mümtaz kılmıştı.
“Ben hükümdar değilim” sözü, ekseri hükümdarlarda görülen azamet ve huşûneti takbihi, “Ben kurutulmuş et yiyen Kureyş’ten bir kadının oğluyum” sözü dc fart-ı’ tevâzuu mutazammındır. Arap-larda benzeri hallerde anaya izâfe, an‘anevî biı- âdetti. Muhatabı 1du-âdetle me’lûf olduğundan, Resûl-i Ekrem annelerini yâd ile o zâtı sükûnete da‘vet etmiştir.
En büyüğünden en küçüğüne kadar devlet memurları insaf edip, kalblere heyecan veren bu hadîs-i şeriften ibret almalıdırlar.