Peygamber (s.a.s.) Efendimizin nazar (göz değmesi) hakkındaki hadis-i şerifleri…
Ebû Hüreyre’nin (r.a.) naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Kim düğüm yapar sonra ona üflerse sihir yapmış olur. Kim sihir yaparsa şirk koşmuş olur. Kim de (kendisini koruması için nazarlık ve benzeri) bir şey takarsa, o taktığı şeyin korumasına havale edilir.” (Nesâî, Muhârebe, 19)
Hz. Âişe’nin (r.a.) naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“(Nazar’dan) Allah’a sığının. Çünkü göz değmesi (nazar) gerçektir.” (İbn Mâce, Tıb, 32)
İbn Abbâs’tan (r.a.) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Nazar (Göz değmesi) gerçektir. Eğer kaderin önüne geçecek bir şey olsaydı nazar onun önüne geçerdi…” (Müslim, Selâm, 42)
Resûl-i Ekrem (s.a.s.) Efendimiz şöyle demiştir: “Kim hoşuna giden bir şey görür de; ‘Mâşâallah lâ kuvvete illâ billâh’ (Allah’ın dilediği olur. Ondan başka kuvvet ve kudret sahibi yoktur) derse, ona hiçbir şey zarar vermez.” (Beyhakî, Şu‘abü’l-îmân, VI, 213)
İbn Abbâs’ın (r.a.) rivayet ettiğine göre, Peygamber (s.a.s.) Efendimizin nazara (göz değmesine) karşı şöyle dua etmiştir:
Hz. Peygamber (s.a.s.), Hasan ile Hüseyin (r.a.) için dua ederek şu sözlerle Allah’a sığınırdı: “Eûzü bikelimâti’llâhi’t-tâmmeti min külli şeytânin ve hâmmetin ve min külli aynin lâmmetin.” (Her tür şeytandan, haşereden, kem nazardan Allah’ın tam kelimelerine —sonsuz iradesine ve hükmüne— sığınırım.) Sonra da, “Atanız İbrâhim de bu duayı oğulları İsmâil ile İshak için yapardı.” derdi. (Buhârî, Enbiyâ, 10)