“Allâh’ın kul üzerinde ni’meti, o kul, halkın ihtiyaç ve külfetinin mercii olduğu zaman büyümüş olur, bu meşakkate tahammül etmeyen kimse, o r i’meti zevâle ma‘ruz kılar.”
İZAHI
Bir kimse, ilim ve sair varlıkları Ue halkın ihtiyaçlarına merci1 olabüir. Bu takdirde Allâh’m ni’meti yücelmiş olur. Bu nimete nâil olan, halkın bu ağırlık ve ihtiyaçlarını giderdiği nisbette ecir ve se-vâba mazhar olur.
Meselâ: Feyz almak için müracaat edenlere ilim ta‘lîm etmenin, herhangi bir ihtiyaç için mürâcaat edenlerin ihtiyaçlarına cevap vermenin, ne derecelerde bâis-i ecir ve sevap olacağı îzâha muhtaç değildir.
Halka mütemâdiyen iyiliklerle sevâba nâil olmak, elbette Allâh’m en büyük nimetidir. Bunun meşakkatına, bu nimetin şükrünü îfâ için tahammül lâzımdır. Tahammül etmeyerek sıkıntı ve melâl getirenler o ni’meti zevâle mâruz kılarak ecir ve sevabdan mahrûm olurlar.