MEÂLÎ
“Sizden biriniz, güzel rü’yâ görürse, onu hayra yorsun (kendini sevenlere veya hüsn-i hâl sâhiplerine) söylesin. Fenâ rü’yâ görürse onu hiç yormasın, hem başkasına da söylemesin.”
İZAHI
Ebû Saîd’den rivâyet olunan diğer bir hadîs-i şerîfde, “Sizden biriniz hoşa gidecek bir rü’yâ görürse Allah’dandır, Allah’a hamdet-sin ve dostlarına veya irfan sâhiplerine söylesin. Hoşa gitmeyecek -bir rü’yâ görürse, bu, muhakkak şeytandandır, Allâh’a sığınsın ve hiç kimseye söylemesin.” buyurulmuştur.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, iyi rü’yâların tâbir edilip söylenmesini ve kötü rü’yâlann tâbir olunmayıp başkalarına söylenmemesini tavsiye buyuruyorlar. Bu tavsiye iyi rü’yâ insana ferah vermesi ve kötü rü’yâ da ezâ ve üzüntüye sebep olması dolayısiyledir. Hoşa giden rü’yâlara, Allâh’a hamdetmeli, gitmeyen rü’yâlardan Allâh’a sığınmalıdır.
Rü’yâ esrâr-ı rûhiyyeden bir hâdisedir. Menşe’ ve mâhiyyeti hakkında muhtelif mütâlâalar yürütülmüş, fakat beşer zekâsı rü’yâ- nın, künh ve hakikatim muknî ve tatmin eder bir sûrette îzâha muvaffak olamamıştır. Bâzılarmm zannettikleri gibi, her rü’yâ mücerret tahayyülât-i dimâğiyyeden ibâret değildir. Çünkü, rü’yâ iki kısımdır: Biri rü’yâ-yı sâdıka, diğeri şeytanî veya uzuvların vazifelerine ânz olan bozukluklardan mütevellittir, bu kısım rü’yâyı, ta’bîre mahal yoktur, yalnız rü’yâ-yı sâdıka ta‘bîre muhtaçtır.
Rü’yâ ta‘bîri bir ilimdir, bu ilimle en çok iştigâl eden Ibn-i Şîrîn merhumdur ki, ta‘birnâmesi meşhur ve mütedâvildir. Bundan başka, sonra müteahhırîn tarafından bu ilimde bir hayli eserler yazılmıştır.