“Sadakanın (Allâh rızâsı için iyiliğin) en faziletlisi, müslüman kişinin ilim öğrenip, öğrendikten sonra onu müslüman kardeşine öğretmektir.”
İZAHI
iyiliklerin fazilet ve sevâbı mâhiyyet, fâide ve şümuliyle ölçülür. İslâm Dîni’nde ilim, en yüksek bir mertebedir. Her meziyyet ve muvaffakiyet ilimle elde edilir. Bu sebeble her müslüman için ilim tahsili farzdır.
İnsanın öğrendiğini başkalarına öğretmesi de en büyük sadaka ve iyiliktir, öğrettiği kişi de bu hadise imtisal en başkasına, o da başkalarına öğreteceğinden, en fâideli ve şümullü bir fazilettir.
Müteselsilen öğretilen ilim, kökleşecek, zâyi olmayacaktır. “İnsanoğlu ölünce ameli münkatı olur, ancak üç şey vardır ki, münkatı’ olmaz.” mealinde olan hadîs-i şerif mûcebince üç şeyden biri; kendisiyle intifa’ olunan ilimdir ki, öğretenin Ölümünden sonra da amel defterine sevap yazılır.
îtim, fert ve cemiyete menfaati olan her bilgiye şâmildir.