Öyle me’muldür ki, siz benden sonra büyük büyük şehirler feth edecek ve çarşılarında meclisler edineceksiniz. işte bu böyle olunca siz, selâmlara selâmla mukabele ediniz, gözlerinizi haramdan sakınınız, âmâya delâlet ve mazlûma yardım ediniz.”
IZÂHI
Resûl-i Ekrem, kendilerinin Dâr-ı bekâya intikalinden sonra müslümanlar tarafından büyük şehirler fethedilerek, sokaklarında beyi ve şirâ ve birleşip konuşmak için yerler yapılacağını haber veriyor. Böyle olunca müslümanlarm selâmlarına selâmla mukabele olunmasını ve bakılmak câiz olmayan şeylere ve ale’l-husûs kadınlara kötü gözle bakılmamasmı ve tesâdüf edilecek âmâları yedele-yip yollarına delâlet edilmesini, bir zulüm görülünce mazlûma yardım olunmasını emir ve tavsiye etmektedir.
Filhakika, Resûl-i Ekrem’den sonra müslümanlar, büyük şehirler fethetmiş ve bunlarda dükkânlar, mağazalar, san‘athâneler, oturmak için kahvehâne ve bahçeler yapmışlardır.
Bu gibi şehirlerde alış veriş için erkek ve kadınların ve birbir-leriyle görüşmek için halkm buralara çıkmaları tabiîdir. Bu esnâda muâşeret ve ticâret ahlâkına riâyet olunarak, kadınlara kötü gözle bakılmaması ve tesâdüf edilecek âmâları yedeleyip yollarına devamları te’min edilmesi ve uygunsuz bir harekete rastlandığında, mümkünse men* edilmesi, hem kardeşlik hem de insâniyyet îcâbı olarak asıl hareketlerdir.
Şunu da ilâve edelim ki, kadınların da, kadın edep ve nezâheti-ne muhâlif hareket etmemeleri ve bilhassa erkekleri tahrîk edecek ağaçtan ağaca» daldan dala, şu bahçeden öbürüne ve şu tarladan diğerine uçarak çalışırlar ve akşamlan tok olarak mesken ve me’-vâlaruıa dönerler. Bunların hareketlerinde akıl sahihleri için alınacak büyük ibretler vardır. Rızık peşinde koşmak lâzımdır. Allah, hayvanları bile çalışmalarına karşılık nzıklandırmaktadır.