“Tâatlar arasında, sıla-i rahm gibi sevap ve mükâfatı ve seyyiât arasında bağy, tuğyân, kat‘-ı sıla gibi, ukubet ve cezâsı ta’cîl olunan bir şey yoktur. Yalan yere yemîn ise (öyle büyük günahtır ki) ülkeleri çıplak çöle çevirir.”
İZÂHI
Mâhiyet ve neticeleri i’tibâriyle bâzı tâatlar fert ve cemiyet için pek fâideli ve seyyie ve tuğyân çok zararlı ve felâketli olur. Bu cihetle bâzı tâatlann ecir ve mükâfâtı ve kötü fiillerin ukûbat ve mü-câzâtı pek çabuk görülür. Bu hadîs-i şerîfde sevap ve cezâsı ta’cîl olunan bâzı ameller beyan bükülmüştür. Sıla-i rahm, mükâfâtı çabuk görülen amellerdendir.
Sıla-i rahmin ne demek olduğunu 213 numaralı hadîs-i şerifi îzah ederken kısaca yazmıştık. Burada içtimâi bakımdan fâidelerini arz edelim: Bir eemiyyeti teşkil eden her fert, bir âileye mensuptur. Cemiyetler, âilelerden meydana geldiğine göre, akrabâ arasında sıla-i rahm yâni sevgi ve iyilik cereyân edince, cemiyetin fertleri arasında tesânüt ve binnetîce o eemiyyette vahdet, huzur olur ki, en büyük saâdettir.
Hadîs-i şerîfde beyan buyrulduğu üzere, bağy yâni âharın can, mal, ırz ve şerefine taarruz, kısaca zulüm, akrabâ ve taallûkatla iyi münâsebetleri terk etmek ve yalan yere yemîn eylemek, cezâsı ta‘cîl olunan seyyiattandır. Zulüm de, kat‘-ı sıla da, yalan yere yemîn de fert ve cemiyetleri hüsran ve felâkete götüren âfetlerdendir.