“(Dünyâ varlığında) sizden aşağı olanları düşününüz, sade sizden üstün olanlara bakmayınız. Allâlı’ın üzerinizdeki ni’metini hakir görmemenizde en lâyık olan budur.”
insanlar, dünyâ varlıklarında birbirine müsâvî değildir. Kimi çok, kimi az sıhhatli veya zengin, kimi evlât sâhibi kimi bu bakımlardan fakirdir. Bu tefâvütün muhtelif sebebleri vardır ki, îzâhı güçtür. Sebebi ne olursa olsun, insan bulunduğu hale şükretmelidir. Allâh’m ni‘metlerine şükredilirse, Allâhu Teâlâ ni‘metlerini artırır.
Ancak şükür, yalnız lâf ile olmaz, tam ve kâmil bir îmanla Allah ve Resûlü’nün gösterdiği istikâmette hareketle olur. Allâh’m ni‘-metlerine şükretmeyin azımsamak, mevcuddan da mahrumiyetle netîcelenebüir.
Binâenaleyh, insan nâil olduğu ni’metlerae, daha fazla mazhar-ı ni‘met olanlara bakmayıp, sıhhatçe, malca, evlât ve ıyâlce kendisinin dûnunda olanları düşünerek hâline şükretmelidir. Böyle yapılırsa, Hakk’m ni‘metleri artar.