“Sadaka, maldan (bir şey) eksiltmez, Allah kulu affedince ancak onun izz ü şerefini artırır. Bir kimse Allah için tevazu etti mi, Aziz ve Celîl olan Allah, mutlaka onun derecesini yükseltir.”
İZAHI
Sadaka lûgatta, Allah rızâsı için fukarâya verilen maldır. Şerîat lisânmda, her türlü iyilik, ikram ve ihsâna sadaka denir. Meselâ, ciheti hayriyyeye vakıf, sadakadır, iyilikle emir ve kötülükten men1, sadakadır. Ezâ verecek şeyleri yoldan kaldırmak, sadakadır. İnsanlara fenâlık yapmaktan çekinmek sadakadır. Fakat bu hadîs-i şerîfde, sadakadan maksat, Allah nzâsı için fakirlere verilen maldır.
Hadîs-i şerîf, üç haberi mutazammındır. Üçü de üstün ahlâka mütedâirdir. Birincisi, sadaka vermekle mal eksilmez. Sadaka Allah mâsı için olunca, Allah bu kulundan râzı olarak sıhhatim, kâr ve kisbini artırır, malına bereket verir. Böylece malı azalmaz, bilâkis artar.
İkincisi, bir kimse kendisine fenâlık yapanı affeder de intikam almaya kalkışmazsa, Allah onun izzet ve şerefini artırır.
Afiv, âlicenap bir harekettir. Safvet-i ruh ve mehâsin-i ahiâkıy yeye delâlet eder. Ve afiv ile âkıbeti neye müncer olacağı belii olmayan ve her iki taraf için tehlikeler taşıyan adâvet ve infiâle son verir. Afvin ecir ve mükâfâtı hakkmda, bundan başka müteaddit hadîs-i şerifler vardır. Ezcümle bir hadîs-i şerîfde intikam almaya kudreti olduğu halde, bir kimse kendisine zulmedeni affederse, Allah da Kıyâmet gününde onu affeder, buyurulmuştur.
Hadîs-i şerifin tevâzua müteallik beyânına gelince: Tevâzu‘, gönül alçaklığı göstermek ma‘nasmadır ki, ahlâk-ı fâzıladandır. Zıddı kibir ve azamettir. Bâzı kimseler bir mevkıa geçince veya mal ve serveti artınca, ne oldum delisi olurlar. Tanıdıklarını hattâ dostlarını tanımaz olurlar. Fakir veya basit bir aileye mensup ise, bu mensubiyyet mevhum kıymetini düşürecekmiş gibi bunu gizlemeye çalışırlar. Bunlar bilmezler ki, kıymet, fazl ve kemâl iledir. Ve en mükerrem insan en müttakî ve Allâh’ına saygılı olandır.
Kibir ve azamet ne kadar mezmûm ise, tevâzû o derece memduhdur. Allah tevâzû gösterenlerin derece ve mertebesini yükseltir. Bunlar halk nazarında sevgi ve hürmetle ve mütekebbirler gayz ve nefretle karşılanır.
Vekar ile kibri, birbirinden ayırmalıdır. Vekar, ağır başlı, söz ve hareketlerinde hafiflik yapmayıp temkinli olmak demektir. Vekar yüksek vasıf ve kemâl alâmetidir.