Hazret-i Fahr-i Kâinat a vahiy inzal olundukta, bundan dolayı (vücûduna) ağırlık arız olur ve soğuk bir zamanda olsa da, alnının iki tarafından beyaz inci dâneleri gibi ter dökülürdü.
İZÂH
Hazreti Resûl-i Ekrem’de, âlem lâhûti ile temas vâki oldukça birtakım fevkalâde haller zuhur ederdi. Çünkü, beşer kuvveti İlâhi âleme karşı zayıf bulunuyordu. İşle bu hadîs-ı şerîfdeki hal, o cümledendir. Kendilerine vahiy inzâl olununca bu azim vârideden nâşİ kendilerine ağırlık ânz olur ve alnından inci (İaneleri gibi terler dökülürdü.
Bu fevkalâde haller iptidâlarda daha şiddetli idi. Nitekim Hıra dağında ilk âyetler inzâl olundukta, İlâhî vahyin mehabeti, ol haz-reti korku ve dehşete düşürmüş ve hemen refika-i şefîkası Hazret-i Hadlce’ye, beni örtün, örtün, buyurmuştu. Bir müddet vahyin arkası kesildikten sonra, bir gün gökten gelen bir nidâ üzerine yukarıya bakıp Cibrîl-i Emîn’i görünce, yine kendisini korku ve dehşet alıp libâsına bürünmüştü.
Hep bunlar, İlâhî vâride ve vâkıalar karşısında beşer hılkatındaki zaaf dan ileri gelmekte idi.