Peygamberimizin (s.a.v.) Vesvese ile ilgili hadis-i şerifleri…
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’in ashabından bir kısmı ona sordular:
“Bazılarımızın aklından bir kısım vesveseler geçiyor, normalde bunu söylemenin günah olacağına kaniyiz.”
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):
“Gerçekten böyle bir korku duyuyor musunuz?” diye sordu. Oradakiler “Evet!..” deyince:
“İşte bu (korku) imandan gelir (vesvese zarar vermez).” dedi.” [Müslim, İman 209 (132); Ebu Dâvud, Edeb 118 (5110)]
Hz. Peygamber (asm) Efendimizin Arafat gecesinde yaptığı duada, “Allah’ım! … vesveseden sana sığınırım” sözü de geçer. (Tirmizî, Dua, 78)
Bazı Müslümanlar Resûl-i Ekrem (asm)’e gelerek içlerinden, söylemeye dahi cesaret edemeyecekleri vesveseler geçtiğinden yakınırlar. Resülullah da bu durumun onlardaki kesin ve katıksız imana delâlet ettiğini, ümmetinin bu tür vesveselerden dolayı -telkin edilenleri yapmadıkları sürece- sorumlu tutulmayacağını bildirir. (Müsned, II, 255; VI, 106; Müslim, İman, 201-205, 211)
Peygamber Efendimiz (asm), bu tür vesveselerden yakınanlardan birine, “Allah’a hamdolsun ki şeytan size vesveseden başka bir yolla zarar verememiştir.”; başka birine de, “Allah’a hamdolsun ki şeytanın tuzağını vesveseye çevirdi.” demiştir (Müsned, I, 340; ayrıca bk. I, 235; Ebû Dâvûd, Edeb”, 109)
Yine hadislerde, bir kimsenin abdest ve namaz sırasında bazı uygulamaları eksik yaptığı hususunda kuşkuya düşmesi ve evhamlanması hali de vesvese kelimesiyle ifade edilmekte, bu tür kuruntulardan sakınılması veya onların üzerinde durulmaması öğütlenmektedir. (Ebû Dâvûd, Salat, 158; Tirmizî, Ṭahâret, 43)
Abdullah b. Mesut’un (radıyallahu anh) naklettiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“İnsanoğluna şeytan da melek de yaklaşır. Şeytanın yaklaşması, kötülüğe götürmek ve hakkı yalanlatmaktır. Meleğin yaklaşması ise onu hayra götürmek ve ona hakkı doğrulatmaktır. Kim (vicdanında) bunu (hayra yönelmeyi) bulursa bunun Allah’tan olduğunu bilsin ve Allah’a hamdetsin. Kim de içinde diğerini (şeytanın vesvesesini) bulursa taşlanmış ve kovulmuş şeytandan Allah’a sığınsın!” (Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 2)
Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
“Hz. Peygamber’in ashâbından bazıları gelerek, ‘İçimizden bazen söylemeyi bile büyük (bir günah) saydığımız şeyler (vesveseler) geçiyor.’ dediler. Hz. Peygamber, ‘Hepiniz aynı şeyleri hissediyor musunuz?’ buyurdu. Onlar da cevaben, ‘Evet.’ dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber, ‘İşte bu apaçık imandır.’ buyurdu. (Müslim, Îmân, 209)
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahu anh) naklettiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Sizden herhangi birinize şeytan gelir ve ‘Şunu böyle kim yarattı? (Şunu) böyle kim yarattı?’ en sonunda, ‘Rabbini kim yarattı?’ diye sorar(ak sürekli vesvese verir). İşbu raddeye gelince o kişi derhâl (şeytandan) Allah’a sığınsın ve (vesvesesine) hemen son versin!” (Buhârî, Bed’ü’l-halk, 11)