“Zinâ mahsûlü çocuğun üzerinde, ana ve babasının günâhından bir şey yoktur.”
İZÂHI
Gayr-i meşrû birleşmeden hâsıl olan çocuk ma‘sumdur. Dünyâya gelmesinde hiçbir dahli yoktur. Buna yegâne sebeb, gayr-i meş-rû‘ münâsebette bulunan erkek ve kadmdır ve günâhı bunlara âittir. “Hiçbir nefis âhann günâhmdan mes’ûl olmaz.” meâlinde olan âyet-i kerîme mantûkunca, çocuğa ne dünyevî, ne de uhrevî bir mes’uliyet lâzım gelmez. Bunun içindir ki, vaktiyle#bu gibi zinâ mahsûlü olan çocukların hüviyyet cüzdanlanna babası Abdullah gibi bir isim yazılarak gayr-i meşrû‘ münâsebet mahsûlü oldukları gizlenirdi ve bunlar doğdukları yeri değiştirince teessür ve hicâb duymaktan kurtulurlardı.
Bâzı garp kanunlarına göre, bu çocukların ve hattâ gayr-i sahîh nesep mahsûlü oldukları kabûl olunanların hüviyyet cüzdanlarına nesep durumları kaydedilir ki, birçok bakımdan doğru değildir. Bunlardan, gayr-i meşrû‘ diye kendilerini teşhir eden bir cemiyet için zarardan başka bir fâide beklenemez. Bu tarzı kabûl çocuklara gösterilmesi îcâbeden merhamet ve şclkat hisleriyle ve “herkes mü-sâvî doğar” tarzındaki hukuk esası ile de kabil-i te’lîf değildir.