Hazret-i Peygamber Efendimiz, seferin yâni bulunulan yerin değiştirilmesinin sıhhat üzerinde müsbet te’sîri olduğunu haber veriyor. Su ve hava değiştirmenin birçok hallerde fâideli olduğu umûmiyyetie kabûl edilen bir keyfiyettir. Sefer, sıhhati artırdığı gibi, bâzı hastalıkların iyileşmesine de sebep olur. Herkes bunu nefsinde tecrübe etmiş veya tecrübe edenleri görmüştür.
Vaktiyle tahsil arkadaşlarımdan bir zat, şiddetli ve müz’iç bir hastalığa yakalanmıştı, İstanbul’da hastalığı bir müddet teşhis ettiremedi. Nihayet en son müracaat ettiği Neş’et Ömer Bey merhum, hastalığın şiddetli bir nevrasteni olduğunu ve bundan kurtulmak için yurdda iki üç ay seyâhat edilmesini ve bundan başka çâre olmadığım söylemiş, bu arkadaş bu tavsiye üzerine Anadolu’da şehirden şehire, kasabadan kasabaya gitmek ve her uğradığı yerde dört beş gün kalmak suretiyle seyâhatma devam etmişti. Seyâhata başladığından i‘tibaren bir ay sonra iyileşmeye yüz tutan hastalık, üdbuçuk ay sonra temâmen zail olmuştur.
Seyahatin sıhhat üzerindeki fâidesi hakkında, emrâz-ı asabiyye ve akliyye mütehassısı Nâzım Şakir Bey’in, kırk sene evvel bir gence yaptığı tavsiye hâlâ hatınmdadır. Bu genç bulunduğu yerde kimse olmadığı halde kulağına bağırüıp çağırıldığından şikâyet ediyordu. Doktor bu hastayı, beyni üzerinde elektrik tatbik etmek sûre-tiyle tedâvi ettikten sonra senede iki ay kadar seyâhat etmesini tavsiye etmişti.
Doktorlar, seyâhat ve seferin, boğmaca, malta humması gibi bâzı hastalıkların sür’atle iyileşmesinde de fâideli olduğunu söyleyerek bu gibi hastalara tebdîl-i hava tavsiye ederler.