“Nâs, tarak dişleri gibi müsâvîdirler; üstünlük ancak Allâh’a ibâdetledir. Senin, kendisi için gördüğün fazilet ve meziyyetin benzerini sende görmeyen hiçbir kimse ile arkadaşlık etme.”
İZAHI
Cenâb-ı Hak, insanı mükerrem ve birbirine müsâvî olarak halk buyurmuştur. Hilkat ı’tibâriyle hiçbirinin diğeri üzerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak ibâdet ve tâatladır. Mal, mevkı‘ ve evlât gibi dünyâ varlıkları üstünlük sağlamaz, aksi kuruntuda olanlar hikmet-i hilkattan gafil olanlardır.
İbâdet, farz, vâcip ve sünnet gibi vazifelere; ferdî, içtimâi her türlü faziletlere; doğruluk, hulûs ve sadâkat gibi yüksek hasletlere; haram olan şeylerden sakınmaya şâmildir.
Müslümanlıkta bunların hepsi ibâdettir, Allâh’a kulluktur. İşte Islâmiyyet’te müsâvâtın mânâsı, üstünlüğün medân bunlardır.