Şu iki haris doymaz: Tâlib-i ilim, tâlib-i dünyâ.”
İZAHI
Menhûm, lûgatta yemekle doymayan, yedikçe iştihası artan mâ-nâsınadır. Tâlib-i ilim ile tâlib-i dünyâ, doymam ak ta, yemekle doymayan kimseye teşbih olunmuştur.
Tâlib-i ilim, kendisini ilme verip gece ve gündüz çalışan ve uğraşan kimsedir. Bu gibiler edindikleri bilgi ile iktifa etmezler, ömürleri boyunca çalışırlar, yine doymazlar. Bir diploma almak için çalışanlar, tâlib-i ilim mefhûmundan hâriçtirler, bunların kahir ekseriyeti diploma ile doyarlar, sonra tahsil ve tetebbuu terk ederek dünyâ malına dalarlar.
Tâlib-i dünyâya gelince: Bunlar mal kazanmak, zengin olmak için çalışanlardır ki, kazandıkça hırslan, kazançları arttıkça tehâlük-leri artar, bir türlü mala doymak bilmezler ve nihâyet bir gün hepsini dünyâda bırakarak bir kefenle öbür dünyâya göçüp giderler.
Hazret-i Resûl-i Ekrem Efendimiz, bu hadîs-i şerîfde insanların yaradılışlarındaki meyilleri beyan buyurmuştur. Gerek ilim ve gerek mal hırsı hakkında diğer bâzı hadîslerde izahlarda bulunduk. Bundan sonra yeri geldikçe bulunacağız.