Muhaddisîn-i Kirâm, bu hadîs-i şerifin sebeb-i vürûdunu şöyle izah ederler: Sa‘d bin Ebî Vakkas hastalanmıştı. Vasıyyet etmek istemiş, Resûlullah’dan, malımın üçte ikisini sadaka olarak vasıyyet edeyim mi? diye sormuş. Hayır, cevâbı alınca, yarısını vasıyyet edeyim, demiş. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem, bu hadîs-i şerifi îrat buyurmuştur.
İşte nısâb-ı tasarruf budur, terekenin üçte biridir. Bir kimse, vârislerinin icazetine muhtaç olmaksızın, malının üçte birini dilediği yere vasıyyet edebilir. Üçte birinden fazla vasıyyet ederse, vefatından sonra vârisleri icâzct verirse, vasıyyeti mu’teber olur. İcazetin vefattan sonra olması lâzımdır. Vefattan evvel verilecek icazetin hükmü yoktur.
Vermezlerse fazla hakkında mu’ teber olmaz. Fazlaya bazısı icazet verip bâzısı vermezse, icazet verenin hissesi hakkında mu’teber olur. îcâzet vermeyenler hakkında mu’teber olmaz.
Hiç vârisi yoksa, vasıyyet eden, terekesinin tamâmını vasıyyet edebilir. Yalnız zevç veya zevce varsa bunlar, fazlaya icâzet verirlerse,vasıyyet, terekenin tamâmında mıı‘teberdir; icazet vermezlerse, üç te birden fazladan hisselerini alırlar.