Yeminin nevileri vardır: Yemîn-i gâmûs ve yemîn-i mün‘akide. Yemin-i gâmüs, yalan yere yemindir ki, büyük günahlardandır.
Hadîsti serîfdeki yemin, yemîn-i mün’akide denilen yemindir. Meselâ: Şu işi yapmayacağım, diye yemîn gibi ki, sonradan yapar da yemininde ya hânis olur, bu takdirde keffâret lâzım gelir. Bu nevî yemîni bozmanın keffâreti bir köle âzâd etmek veya on fakiri doyurmak veya on fakîri giydirmektir ki, bununla yemîn bozmanın günâhından kurtulunmuş olur.
Veya yemin eden, yapılması mübah olan bir işi yapmaktan kendisini men‘ ve hürriyyetini tahdîd ettiği için nadim olur.
insan mümkün olduğu kadar yemîn etmekten kaçınmalı ve çocukları yemîn etmeye alıştırmamalıdır. Bâzı çocuklara tesâdüf edilir ki, her sözün başında yemîn eder. Bu, babaların terbiyede kusurları neticesidir.