Zayıf manasına gelen da’îfin çoğuludur. Hadis Usulünde özellikle çeşitli yönlerden cerh ve ta’dil alimlerinin tenkidine maruz kalmış ve bunun sonucu olarak zayıf sayılmış hadis ravilerine denir.
Bir hadîsin sahih kabul edilip edilmemesi önce onu rivayet eden ravilerin adalet ve zabt durumlarına bağlıdır. Bu ikisi sıhhat şartlarının başında yer alır. Ravinin adalet sahibi olduğu ve sabt vasfı taşıdığı ancak bu vasıfları kaybetmesine sebep teşkil eden hallerinin olmadığının bilinmesiyle anlaşılır.
Bunun içindir ki, cerh ve ta’dil ilminde söz sahibi hadis imamları ravilerin cerh ve ta’dil açısından hallerini tesbite çalışmışlar ve bu alanda oldukça başarılı olmuşlardır. Çalışmalarının sonucunda elde ettikleri bilgileri yazdıkları değerli kaynak eserlere geçirmişlerdir.
Bu eserlerin bir kısmı sadece sika ravilere aittir. Diğer bir kısmı ise yalnızca du’afâ denilen zayıf ravilere ayrılmıştır. Sika ve zayıf ravileri bir arada alanları da vardır.
Zayıf ravilere tahsis edilmiş kitaplardan en meşhurları şunlardır:
1. Kitâbu’d-Du’afâ: Muhammed b. Abdillah b. Abdirrahîm.
2. Kitâbu’d-Du’afâ: Muhammed b. İsmail el-Buhâri.
3. Kitâbu’d-Du’afa ve’l-Metrûkîn: Ahmed b. Şu’ayb en-Nese’î.
4. Kitâbu’d-Du’afâ’l-Kebîr: Muhammed b. Amr b. Mûsa’l-Ukaylî.
5. Kitâbu’l-Mecrûhîn mine’l-Muhaddisîn ve’d-Du’afâ ve’l-Metrûkîn: Muhammed b, Hibban (İbn Hibbân) el-Bustî.