Hadis İlmi : Hz. Peygamber (s.a.s) ‘in hadislerini konu alan eski deyimiyle ilm-i hadis veya ilmu’l-hadîs, Türkçesi Hadis İlmi, İslâm alimleri, bilhassa muhaddisler tarafından değişik şekillerde tarif edilmiştir. Söz gelişi en-Nevevi’ye göre Alemlerin Rabbi olan Allah’a en üstün manevi yakınlık vesilelerinden biri olan Hadis İlmi, hadis metinlerinin sahih, hasen, zayıf, muttasıl, mürsel, munkatı, mu’dal, maklûb, meşhur, garîb, azız, mütevâtir, âhad, ferd, ma’rûf, şâz, münker, mu’allel, mevzu, müdrec, nâsih-mensûh, hâs, âm, mücmel, mübeyyen, muhtelif ve benzeri nevilerinin bilinmesidir. Aynı şekilde isnadlarının yani ravilerinin hallerine vakıf olmak, bir de ravilerin isnadlarda ve metinlerdeki ihtilaflarının hükmünün bilinmesidir.323
Hadis ilminin ilimlerin en önemlilerinden biri oluşunun delili, İslâm Şeri’atının Kur’ân-ı Kerim ile Hz. Peygamber’den rivayet edilen sünnetlere dayanması, fıkhî hükümlerden çoğunun Sünnet etrafında dönmesidir; zira fürû’a dair ayetlerin ekseriyeti mücmeldir. Açıklaması sünnettedir. Müctehid kadı ile müftünün ahkâm hadislerini bilmelerinin şart olduğunda bütün İslâm âlimlerinin ittifakı vardır. 324
İzzu’ddin İbn Cemâ’a ise Hadis İlmini sened ve metnin hallerini bildiren kaidelerden ibaret bir ilim olarak görür. Ona göre Hadis İlminin konusu sened ve metin, gayesi sahih hadisleri sahih olmayanlardan ayırt ederek bilmektir. 325 Buharı Şârihi Muhammed b. Yusuf el-Kirmânî’ye göçe Hadis İlmi, Hz. Peygamber’in sözleri, fiilleri ve hallerinin bilinmesidir. Konusu Allah Resulü olarak Hz. Peygamber; gayesi dünya ve ahiret saadetini kazanmaktır. Ancak bu tarife itiraz edilmiştir. es-Suyûtî, Mısır’da yerleşmiş Türk asıllı şeyhi Ebu Abdillah Muhammed b. Süleyman el-Kâfiyeci’nin el-Kirmânî’nin Hadis İlminin konusuna dair söylediklerine hayret ettiğini ve “Hadis İlminin konusu Hz. Peygamber (s.a.s)’in şahsıymış. Onun şahsı olsa olsa tıbbın konusudur; hadisin değil” dediğini nakletmiştir. 326
Muhammed b. İbrahim el-Ekfânî’ye göre ise Hadis İlmi, rivayet ve dirayete has olmak üzere iki kısımdır. Rivayete has olan kısmı Hz. Peygamber’in sözleri ve fiilleri ile bunların rivayetini, zabtını ve lafızlarının tesbit edilerek yazılmasını içine alan bir ilimdir. Dirayete has olan kısmı ise rivayetin hakikati, şartları, çeşitleri, hükümleri, ravilerin halleri, şartları ve rivayetin sınıflarını bildiren ilimdir. 327 el-Efkânî’ye göre Hadis İlminin bu ikinci kısmının tarifindeki rivayetin hakikatinden maksat sünnetin nakli ile onu tahdîs, ihbar ve benzeri yollarla söyleyene nisbet etmek; şartlarından kasıt, ravisinin naklettiklerini semâ’, arz, icazet ve benzeri tahammül yollarından birisiyle alması; nevileri ile söylenmek istenen ittisal, inkıta ve benzerleridir.
Rivayetin hükümleri kabul ile reddir. Ravilerin halleri adalet ile cerh; şartları ise hadisleri tahammül ve edada yerine getirmek zorunda oldukları şartlardır. Merviyyâtın kısımlarına gelince bunlar musned, mu’cem, cüz ve benzeri tasniflerdir. 328 el-Irâkî, Hadis İlmini mertebesi yüksek, son derece faydalı bir ilim olarak tarif eder ve şer’î hükümlerin çoğunun ona dayandığını, helal ve haramın onunla bilindiğini kaydeder. 329 İbn Haceri’l-Askalânî’ye gelince o, hadis ilmini senet ve metnin hallerini bildiren kaideler ilmi olarak tarif etmiştir. 330
Birbirinden farklı görünen bu tariflerin birleştiği nokta, hadis ilminin Hz. Peygamber (s.a.s)’in söz, fiil ve hallerini, bunlar hakkında nakledilen rivayetlerle rivayet sonucu tesbit edilen hadislerin zabtedilmesini ve nihayet sahih olanlarının olmayanlardan ayrılmasını konu almış olmasıdır.
Hadis İlminin özünü hepsi birbirine bağlı bu konular ve etrafında yazılan eserler teşkil eder. el-Ekfâni’nin taksiminde de görüldüğü gibi hadis ilmi iki kısma ayrılır. Birincisi rivayette ilgili rivâyetu’l-hadîs ilmidir. İkincisi dirayetle ilgilidir ve dirâyetul-hadîs adını alır. Hadis İlmine rivayet ilmi (ilm-i rivayet); haberler ilmi (ilm-i ahbâr), eserler ilmi (İlm-i âsâr) diyenler de olmuştur.