Hafız : “Ezberleyen, muhafaza eden” sözlük anlamıyla muhaddislere verilen lakablardan biridir. Hadis İlminde yüksek derecelere ulaşmış olanlara verilmiştir. Tarifinde birlik yoktur.
el-Huseyn b. Abdilvâhid eş-Şirâzî’ye göre hafız, hadislerin isnadlarmı bilen, metinlerini bilmeyen hadiscidir. İbn Seyyidi’n-Nâs hafızı kendi şeyhlerinin şeyhlerinin şeyhlerini tabaka tabaka bilen ve her tabakada bildiği bilmediğinden çok olan hadisci olarak tarif etmiştir. Cemaluddin Yusuf b. Abdirrahmân el-Mizzî’ye göre ise hafız, bildiği kişiler bilmediklerinden çok olan kimsedir. İbn Haceri’l-Askalânî’nin rivayet ettiği bir haberde şeyhi el-Irakî’ye o gün için bir talibin hafızlık derecesine yükselebilmesi için gereken ölçüyü sorduğunda İbn Seyyidi’n-Nâs’ın tarifini kolay ve basit, el-Mizzî’nin tarifini ise dar bir tarif olarak nitelemiştir. 335
Bazı muhaddislere göre hafiz, yüz bin hadisi senedleriyle birlikte hıfzeden, senetleri teşkil eden ravilerin hayat hikayelerini, hallerini cerh ve ta’dil açısından herbiri hakkında verilmiş hükümleri bilen hadiscidir. Ancak işaret etmek gerekir ki, bu muhaddisin ne kadar hadis bildiğini kestirmek çok zordur.
Bu itibarla hafız tabirinin delalet ettiği dereceyi böyle bir rakamla olmaktan çok, hadis ilminde kazandığı yüksek bir mertebe olarak anlamak daha uygun olur. Çoğulu huffâz gelir. Hafızlık derecesine yükselmiş alimlerden birkaçı şunlardır: Abdurrahmân b. Mehdî, Ebu Bekr b. Ebî Şeybe, ed-Dârimî, İbn Abdilberri’l-Kurtubî, İbn Asakir.