İcâze Li’l-Ma’dûm : Henüz hayatta olmayan bir kimseye verilen icazettir. Şeyh, eceztu li-men yûledu 1i-fulânin (falanın doğacak çocuğuna icazet verdim) gibi bir dea sîgası kullanarak ismini andığı kişinin ilerde doğacak çocuğuna hadislerini rivayet etmesi için izin verir. İcazet çeşitleri arasında sayılan bu şekilde bir icazetin caiz olup olmadığında ihtilaf vardır.
Nitekim Şafiî âlimlerinden Ebu’t-Tayyib et-Taberî ile Ebu’n-Nasr İbnu’s-Sabbâğ’a göre hayatta olmayana icazet bâtıldır; zira icazet, mucâzı haber vermek hükmündedir. Henüz hayatta olmayan bir kimseye bir şey haber vermek ise sahih değildir.
Bunun gibi hayatta olmayan icazet vermek de sahih olmaz. Hak ve gerçek olan budur. 417 el -Hatîbu’l- Bağdadî de, bütün şeyhlerinin hadis meclislerinde bulunmayan çocuğa yaşını başını sormadan icazet vermeyi caiz gördükleri halde hayatta olmayana icazete cevaz vermediklerini söylemiştir. 418
Buna karşılık ma’dûma icazeti caiz görenler olmuştur. Bunlar cevaza Hanefilerle Mâlikîlerin ma’dûma vasiyeti caiz görmelerine kıyas ederek hükmetmişlerdir. Bundan başka bir de ma’dûmu maluma atfederek icazet vardır, böyle icazette şeyh, eceztu li-fulânin ve li-akîbihî mâ tenâselû (falancaya ve soy sürdürdükleri sürece çocuğuna ve torunlarına icazet verdim) gibi bir eda lafzı kullanır. Şafiî’ler, ma’dûma icazetin bu türünün caiz olduğu görüşündedirler. Ancak, kabul etmek gerekir ki, böyle bir icazet zayıftır. 419