İttihâm Bi’l-Kizb : İttihâmu’r-râvî bi’1-kizb veya töhmet-i kizb de denir. Hepsi de ravinin yalan söylemek ithamına maruz kalması demektir ve metâin-i aşeradan ağır bir cerh sebebidir. Bir ravinin Hz. Peygamber (s.a.s) üzerine yalan söylediği, bir başka deyişle hadis uydurduğu sabit olmasa bile günlük hayatında yalan söylediğinin açığa çıkması yalancılıkla itham edilmesi için yeterli delil sayılmişür.
Bu durumda olan ravi adalet vasfını yitirmiş demektir. Yalancılık ithamına maruz kalan ravilerin hadisleri iki derecelidir. İlkine göre, eğer hoyle hadisler dinin zaruri olarak bilinen kaidelerine aykırı olarak yalnızca yalan ithamına uğramış ravinin kendi tarikından rivayet edilmişse, ravisinin rivayette tek kalmış olması yalan ithamına zaruri delil kabul edilir.
Hadisi, uydurma olduğuna delâlet eden başka karine aranmaksızın reddedilir. Açık bir vaz karinesi olmasa bile dini asıllara aykırılık ve rivayette tek kalmak, nakledilen hadisin yalan olduğuna yeterli delil sayılır, kısacası, yalan ithamına uğramış ravinin tek başına rivayet ettiği hadis uydurma kabul edilir; mevzu hadisler arasına katılır.
İkincisi, hadiste yalan söylediği belli olmamakla birlikte başkasından veya kendisinden bahsederken yalan söylediği malum olan ravinin hadisidir. Böylesinin naklettiği bir hadis, yalana alışmış bir kimsenin alışkanlık dolayısiyle hadiste de yalan söyleyebileceği korkusuyla reddedilir. Böyle hadislere metruk v e matrûh adı verilir.