Kibâr-ı Tâbi’în : Tâbiî’lerin büyükleri, önde gelen tabiîler manasına gelen bir tabir olup, sahabe devrinde yaşayan ve rivayetleri umumiyetle sahâbilerden olan tabiiler için kullanılır. Sa’îd İbnu’l-Museyyeb, Ubeydullah b. Adî, Kays b. Ebî Hâzim, Ebu Osman en-Nehdî gibi isimler kibarı tâbiî’nin en meşhurlarıdır.
Kibâr-ı tâiî’n, irsal, dolayısıyla mürsel bahsinde söz konusudur. Nitekim umumiyetle kabul edilen irsal, kibâr-ı tâbiî’inden birinin isnadında sahabiyi atlayıp “Hz.Peygamber şöyle buyurdu; Hz. Peygamber (s.a.s) şunu yaptı, şunu emretti, şundan nehyetti” diyerek isnadını Hz. Peygamber’e ulaştırmak suretiyle rivayette bulunmasıdır. Tarifinde söz konusu edildiği gibi kibâr-ı tabiînin rivayetleri umumiyetle sahâbilerden olduğu için irsalleri inkıta’ sayılmaz.
Diğer tâbi’îler sahabeden olduğu gibi birbirlerinden de rivayette bulunmuşlardır. Bu itibarla Kibâr-ı tâbi’înden olmayan birinin irsali, inkıta’ sayılır.