Müzâkere : İki veya daha fazla sayıda insanın birbirlerine hatırlatması, aralarında bir şey müzakereleri manasına müfa’ale babından masdardır. Hadis Usulü ilminde, bilhassa hadîs tarihinde müzâkere muzâkeretu’l-hadîs yerine kullanılır ve hadîs talihlerinin şeyhden yazdıkları hadîsleri aralannda birbirlerine okuyarak müzakere etmelerini ifade eder. Denilebilir ki hadîs müzakeresi en sağlam hadîs öğrenme yollanndan biridir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) henüz hayatta iken sahâbîlerin öğrendikleri hadîsleri birbirlerine anlatmalan müzakerenin temelini teşkil etmiştir. Hadisler Sahabe arasında bu yolla yayılmıştır. Bilinen tarihi bir gerçektir ki Sahâbilerin çoğu çarşıda-pazarda, mal ve mülklerinin, iş-güçlerinin başında idiler. Öyle olunca Hz. Peygamber bir şey söylediği veya yaptığı zaman onu ancak o anda yanında bulunan sahâbîler duyuyor veya görüyorlardı. Çeşitli vesilelerle bir araya geldiklerinde Hz. Peygamber ile beraber olanlar o gün için işitip gördüklerini diğerlerine de anlatıyorlardı.
Tanınmış sahabi Enes b. Mâlik “Bizler Hz. Peygamber (s.a.s)’in yanında bulunur, ondan hadîs işitirdik. Yanından kalktıktan sonra ondan işittiklerimizi kendi aramızda iyice belleyinceye kadar müzâkere ederdik” diyor.959 Şu hale göre Hz. Peygamber (s.a.s)’in hadîsleri önce sahabeden işitenlerin veya bir fiili haber veriyorsa görenlerin diğerlerine anlatmasıyle öğrenilmiş ve bu yolla sahâbiler arasında yayılma imkanı bulmuştur. Sahabe ve Tâbi’înden müzâkerenin önemine işaret eden pek çok rivayet vardır.
Bir kaçını kaydediyoruz: Hz. Ali: “Bu hadîsleri aranızda devrettirip müzakere ediniz. Bunu yapmazsanız hadîsler kaybolur.” Ebu Saidi’l-Hudrî: “Hadisleri aranızda devrettirerek müzâkere ediniz; çünkü hadîs hadîsi hatırlatır.” 960 İbn Abbas: “Benden bir hadîs işitirseniz onu aranızda müzakere ediniz; çünkü unutmamanız gereken bir şey varsa o da hadîstir. Ona göre hadîslerin bir saat müzakere edilmesi gecenin nafile ibadetle ihyasından daha hayırlıdır.” 961Ebu Saidi’l-Hudri’ye göre ise hadis müzakeresi Kur’ân okumaktan daha efdaldir.
İbn Mes’ud müzakereyi hadîslerin hayatı saymıştır. Tanınmış tabiî İbn Şihâbi’z-Zuhrî de ilmin afetinin unutmak ve az müzakere etmek olduğunu söylemiştir. İbnu’s-Salâh müzâkereyi hadîs talibinin adabı arasında sayar ve hadîsleri müzâkere etmenin en sağlam hadîs öğrenme sebebi olduğunu söyler. 962 Şeyhten işitmeden müzakere sırasında hadîs öğrenmeye sema’u’l-muzakere diyener vardır. Böyle semâ’ kasdı olmaksızın müzâkere edilirken alınan hadîslerin rivayeti konusunda ihtilaf çıkmıştır.
Çoğunluk caiz olmadığı görüşündedir. Bununla birlikte bazı şartlarla rivayetinin caiz olduğunu söyleyenler de olmuştur. Caiz görenler, müzâkere yoluyla öğrenilen hadîslerin semâ’a delalet eden eda lafızlarıyla değil, enbe’enâ gibi daha aşağı lafızlarla rivayet edilmesi gerektiği görüşündedirler. Bu görüşte olanlar, enbe’enâ muzâkereten demenin daha doğru olacağını söylemişlerdir.