Kuranı kerim’in Hadid süresinin okunmasındaki fazileti ve sırları önemi ve yararları şüphesiz ki tartışılamaz. Çünkü Kuranı kerim okumanın bir çok sevabı vardır. Hatta bunun sevabı dedelerine, çocuklarına ve torunlarına tesir eder. Ayrıca bilimsel kanıtlar sayesinde hastalıklara şifa olduğu ispatlanmıştır. Hastalarınıza, ölmüşlerinize, dirilerinize biiznillah cümle İslam alemine bol bol kuran okuyup dua ediniz.
Hadid Suresinin Faziletleri, Bir sureyi veye ayetleri okuyan kişilere manevi armağanlar verilir. Bu manevi armağanlara surelerin ve ayetlerin faziletleri denir. Birçok surenin ve ayetlerin faziletleri, hadisi şerifler ile ifade edilmiştir.
Her surenin bir çok özelliği vardır. Her bir ayet ve sure Allah kelâmı olmakla beraber herbirinin ayrı ayrı özellikleri vardır.
Ayrıca Kur’an tilâveti İslam’da faziletli amellerden biridir. Kur’an okumaktan maksat, öncelikle onun emir ve nehiylerine uymaktır. Fakat sadece okumanın da sevabı ve mükâfatı vardır. Kur’an kendisiyle amel edenlere ve inanarak ibadet kastıyla okuyanlara kıyamet gününde şefaatçi olacaktır..
Kur’ân-ı kerîmin elli yedinci sûresi.
Hadîd sûresi Medîne-i münevverede nâzil olmuştur (inmiştir). Yirmi beşinci âyet-i kerîmede demir mânâsına olan hadîdin ehemmiyetinden (öneminden) ve fâidelerinden bahsedildiği için, sûreye Hadîd ismi verilmiştir. Bütün varlıkların Allahü teâlâyı tesb îh ettiklerini bildirmekle başlayan sûrenin başlıca konuları şunlardır: Allahü teâlânın mübârek isimleri, sıfatları, mallarını Allah için harcayanların pek büyük mükâfatlara kavuşacakları, bâzı peygamberler aleyhimüsselâm ve ümmetlerinin durumları, P eygamber efendimize îmân edenlere (inananlara) verilen müjdeler.
HADİD SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?
“Allah ve peygamberine iman edin…” ayeti (7. ayet) Tebuk Gazvesi hakkında inmiştir.
“İçinizden, fetihten önce harcayan…” ayeti (10. ayet) Vahidî’nin Kel-bî’den rivayet ettiğine göre Hz. Ebubekir hakkında inmiştir.
Yine Vahidî, îbni Ömer’den şöyle nakletmiştir: Bir gün Rasulullah oturuyordu, yanında eski bir aba ile göğsünü kapatmış Ebu Bekir bulunuyordu. O sırada Cebrail indi ve Rasulullah’a Allah’ın selâmını tebliğ ettikten sonra şöyle dedi: “Ya Muhammed, ne var ben Ebu Bekr’i eski bir aba içinde görüyorum?” Rasulullah: “Ya Cebrail, o fetihten önce bütün malını benim için harcadı.” dedi. Cebrail: “Ona Allah’ın selâmını söyle ve de ki: Rabbin sana diyor ki: “Şu fakirliğin içinde benden razı mısın yoksa bana kırgın mısın?” Rasulullah (s.a.) Hz. Ebu Bekr’e döndü ve: “Ey Ebu Bekir, işte Cebrail sana Allah’tan selâm söylüyor ve Rabbin sana diyor ki: “Bu fakirliğin içinde benden razı mısın, yoksa kırgın mısın?” Ebu Bekir ağladı ve “Rabbime mi darılacağım? Ben Rabbimden razıyım, ben Rabbimden razıyım.” dedi.
İbni Ebî Şeybe Musannef ‘inde Abdulaziz bin Ebi Ravvâd’dan rivayet ettiğine göre ashab-ı kiramın arasında şakalaşma ve gülme biraz fazla olmaya başladı. Bunun üzerine “…kalplerinin ürperme zamanı hâlâ gelmedi mi?” ayeti (16. ayet) indi.
İbni Ebî Hatem’in Mukâtil bin Hayyan’dan naklettiğine göre Rasulullah (s.a.)’in ashabı biraz şakaya dalmışlardı. Bunun üzerine bu ayet indi. Yine İbni Ebî Hatem, Süddî’den Kâsım’ın şöyle dediğini nakletti: Rasulullah’ın ashabına usanma ve bıkkınlık gelmişti. “Ya Rasulallah bize biraz anlat.” dediler. Bunun üzerine “… kalplerinin ürperme zamanı hâlâ gelmedi mi?” ayeti (16. ayet) indi.
İbni Mübarek Zühd’ünde Ameş’den şöyle nakletti: Rasulullah (s.a.) in ashabı Medine’ye gelince, daha önce geçirdikleri sıkıntıların ardından daha müreffeh bir hayata kavuştular. Sanki önceki gayret ve ciddiyetlerinde bir gevşeme oldu. Bunun üzerine “İman edenlerin Allah’ı ve Hak’tan ineni zikir için kalplerinin ürpermesi zamanı hâlâ gelmedi mi?” ayeti (16. ayet) indi. İbni Mes’ud’dan da benzeri rivayet olundu ve o “Müslüman olmamız-
la, bu ayetle itab olunmamız (azarlanmamız) arasında sadece dört sene vardır.” dedi. İbni Abbas da “Allah bizi on üçüncü senenin başında itab etti.” dedi.
İbni Ebî Hatem’in Mukâtil’den naklettiğine göre “Onlara sabretmelerine karşılık mükâfatları iki defa verilecektir.” (Kasas, 28/54) ayeti indiği zaman Ehl-i Kitabın mümin olanları Rasulullah’ın ashabına karşı “Bize iki mükâfat, size bir mükâfat!” diyerek övünmeye kalktılar. Bu da ashaba ağır geldi. Bunun üzerine “Ey iman edenler, Allah’tan korkun ve peygamberine iman edin ki size rahmetinden iki nasib versin ve size kendisi ile yürüyeceğiniz bir nur lütfetsin..” ayeti (28. ayet) inerek onlara Ehl-i Kitab’ın inananlarına verdiği ecirler gibi iki ecir verildikten sonra fazla olarak da müminlere nur lütfetti.
İbnülmünzir’in Mücahid’den naklettiğine göre Yahudiler “Yakında bizden bir peygamber çıkacak, elleri ayakları kesecek.” diyorlardı. Peygamber de Araplardan çıkınca inkâr ettiler. Bunun üzerine, “Ehl-i Kitab Allah’ın lütfundan hiçbir şey elde edemeyeceklerini bilsinler…” ayeti (29. ayet) indi. Burada “Allah’ın lütfü” peygamberliktir.
HADİD SÛRELERİ’NİN FAZİLETİ VE YARARLARI
Ahmed bin Hanbel, Ebu Davud, Tirmizî ve Neseî’nin İrbad bin Sâri-ye’den rivayet ettiklerine göre o, Rasulullah’ın uyumadan önce “Müsebbi-hâf’ı (yani “sebbeha” veya “yüsebbihu” ile başlayan sureleri) okuduğundan ve “Bunlarda bir ayet var ki bin ayetten daha faziletlidir, o da “O, hem evveldir, hem ahirdir; hem zahirdir, hem bâtındır. O her şeyi kemaliyle bilendir. ” ayetidir” dediğinden bahsetti.
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Hadid, Vakıa ve Rahman surelerini okumaya devam eden kişi, göklerin ve yerin melekütunda, ‘Firdevs Cennetinin sakini’ diye isimlendirilir.”(1)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Hadid Suresini okuyan kişi, Allah’a ve peygamberlere iman etmiş olanlardan yazılır.”(2)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) uyumadan önce Müsebbihât (Kuran-ı Kerimde “Sübhane”, “Sebbeha”, ve “Yüsebbihu” kelimeleriyle başlayan İsra, Hadid, Haşr, Saff, Cuma, Teğabün ve A’la) surelerini okurdu.(3)
İrbad bin Sariye (Radıyallahü Anh) şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) uyumadan önce el-Musebbihat 8denilen sureleri) okur ve: “Bu surelerin içerisinde bir ayet vardır ki bin ayetten daha faziletlidir.” buyururdu.(4)
Hafız İbni Kesir’e göre hadisi şerifte faziletinden bahsedilen ayeti kerimeden maksat Hadis Suresinin 3. ayeti kerimesidir.(5)
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Kendinde şüphe ve vesveseden bir şey hissedersen, (besmele ile beraber Hadid suresinin 3. ayeti olan) ayetini oku.”
1 Suyuti, Câmi’ussağir, 4/467, no.6001,Beyhaki, Şü’abül-İman
2 Kadı Beyzâvî, Beyzâvî Tefsir (Envârut-Tenzîl ve Esrârut-Te’vîl), 2/472
3 Ebu Davud, Edeb, 17; Tirmizi, Fedailül-Kur’an, 21
4 Ebu Davud, Edeb, 98; Tirmizi, Dua, 22
5 Suyuti, El-İtkan, 2/399