Rahman ve Rahim olan Allahın Adıyla..
İbrahim süresinin faziletleri sırlarını en iyi bilen Yüce Allah ve Resülüdür. Kuranı Kerimin önemli sürelerinden olan İbrahim Süresi ve ayetleri hala tazeliğini ve gençliğini korumaktadır. Tıpkı söylenilen şu söz gibi, zaman ihtiyarladıkça kur’an gençleşiyor. Bu nedenle kişi İbrahim süresi okuduğu zaman bazı manevi armağanlar verilir.
Cenab-ı Hakk’ın kelâmı olan Kur’ân’ı okumak çok faziletli bir ibadettir. Hattâ İbnu’l-Cezerî selef âlimlerinin Kur’ân okumayı (nafile) ibadetler içerisinde birinci sıraya koyduklarını ifade eder. Kur’ân-ı Kerim, okunduğunda her harfine en az on sevap verilen bir zikir olduğu gibi, Allah’ı isim ve sıfatlarıyla tanıtması yönüyle de bir marifet kitabıdır. Kur’an’ın sadece lâfzını okumanın dahi ayrı bir değeri ve üstünlüğü vardır. Bu hususla ilgili olarak bir İslam âlimi “Bu kâinatta ve her asırda en büyük makam Kur’an’ındır. Ve her bir harfinde, ondan tâ binler sevap bulunan Kur’an’ın hıfzı ve kıraati (ezberlenip okunması, her hizmete mukaddem ve müreccahtır (öncelikli ve tercih edilir)”
Kur’ân-ı kerîmin on dördüncü sûresi.
İbrâhim sûresinin 28 ve 29. âyetleri Medîne’de, diğerleri Mekke’de nâzil oldu (indi). Elli iki âyet-i kerîmedir. Otuz beşten kırk bire kadar olan âyetler İbrâhim aleyhisselâmın duâsını ihtivâ ettiği için İbrâhim sûresi denilmiştir. Sûrede; Allahü teâ lâya, peygamberlerine ve âhiret hayâtına îmân konuları ve İbrâhim aleyhisselâmın duâsı bildirilmektedir. (İbn-i Abbâs, Taberî)
İBRAHİM SÛRESİ’NİN FAZİLETİ VE YARARLARI
İbrâhim sûresini baştan sona kadar okuyana, sayısız çok sevâb verilir. (Hadîs-i şerîf-Envâr-ut-Tenzîl)
1 – Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Her kim İbrahim Suresini okursa, putlara tapan ve tapmayanların sayısınca on sevap verilir.”(Kadı Beyzavi, Beyzavi Tefsir (Envarut-Tenzil ve Esrarut-Te’vil), 1/524)
1- Ahlakın güzelleşmesi için 10 defa okunur.
2 – Düşmana karşı 7 kere okunursa, şerrinden korunur.
3 – Anne ve babasının rızasını kazanmak için her gün okunmalıdır.
4 – Her kim içme suyuna İbrahim suresinin 1-4 ayetlerini okuyup o suyu yemeğin içine katmaya devam ederse, o yemekten yiyen kişilerin dilleri fasihleşir, zekası keskinleşir.
5 – Her kim El ve Ayak ağrılarından kurtulmak istiyorsa, tavsiye edilen ilaçları kullanmak ile beraber şifanın Allah’u Teala’dcan geleceğini umarak İbrahim Suresinin 12. ayetini üzerinde taşımalıdır.
6 – Her kim bir kapta biriktirilmiş yağmur suyuna 21 kere İbrahim suresinin 24. ayetini okuyup, meyve veya sebze ağaçlarının üzerine sepse, bi-iznillah bolluk ve bereket olur.
7 – Her kim sabah, akşam ve yatarken, kalkarken, bir yere giderken ve gelirken, birşeyi satınalırken veya satarken, İbrahim Suresinin 32-34. ayeti kerimelerini okumaya devam ederse, o kişi bütün davranışlarında Allah’u Teala’nın koruması altına girer, her türlü tehlikeden korunur.
İBRAHİM SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?
Hasen, îkrime ve Câbir kavlinde Sûrenin tamamı Mekke’de nazil olmuştur. İbn Abbâs ve Katâde ise 28 ve 29. âyetlerinin Medenî olduğunu ve biraz sonra geleceği üzere Bedr’de öldürülen Kureyş müşriklerinin ileri gelenleri hakkında nazil olduğunu söylemişlerdir.
Bu iki âyete ek olarak 30. âyetinin de medenî olduğu söylenmiştir.[1]
1. Elif Lâm Râ. Bu bir kitabdır ki Biz, Rablarının izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, O Azız ve Hamîd’in yoluna çıkar asın diye onu sana indirdik.
Miksem’in İbn Abbâs’tan rivayetinde o şöyle demiştir: Hz. Peygamber risaletle gönderilmezden önce bir kavim Hz. İsa’ya iman etmişken diğer bir kavim de onu inkâr etmişti. Ne zaman ki Hz. Muhammed peygamber olarak gönderildi; o İsa’yı inkâr edenler Muhammed’e iman etti, İsa’ya inananlar ise Muhammed’i inkâr etti de işte bunun üzerine bu âyet-i kerime nazil oldu. İbn Abbâs’ın bu sözünü Mâverdî zikretmiştir.[2]
27. Allah, iman edenlere dünya hayatında da âhirette de o sabit sözlerinde daima sebat ihsan eder. Allah zâlimleri dalâlette bırakır ve Allah ne dilerse yapar.
el-Berâ ibn Azib’den rivayette o: “Allah, iman edenlere dünya hayatında da âhirette de o sabit sözlerinde daima sebat ihsan eder. Allah zâlimleri dalâlette bırakır ve Allah ne dilerse yapar.” âyeti kabir azabı hakkında nazil olmuştur.” demiştir.[3]
Başka bir rivayette bu sebebe biraz daha açıklık kazandırılır. Buna göre H?.. Peygamber (sa), bir gün ashabına kabirdeki Münker ve Nekîr’in ölüyü ;Oiuuya çekmesinden bahsedince Hz. Ömer: “Ey Allah’ın elçisi, o sorgulama .jssi.asmda aklım yanımda olacak mı?” diye sormuş; Efendimiz (sa)’in: “‘Evet.” cevabı üzerine “O halde bir beis yok. Bu bana yeter.” demiş de bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil olmuş.[4]
28. Allah ‘m verdiği nimeti küfre çevirip değiştirenleri ve milletlerini helak olacakları yere götürenleri görmüyor musun ?
29. Yaslanacakları cehenneme ki, o ne kötü bir karargâhtır.
Atâ ibn Yesâr’dan rivayete göre bu âyet-i kerimeler, Bedr Gazvesi günü ölen Mekke müşriklerinin ileri gelenleri hakkında nazil olmuştur.[5] Bu kavil Hz. Ali ve İbn Abbâs’taıı da rivayet edilmiştir.[6]
Hz. Ömer’den gelen bir rivayet olayı biraz daha hususileştirir. Hz. Ömer demiş ki: Onlar (Kureyş’den) iki günahkâr grup olup Muğîra oğulları ve Ümeyye oğullarıdır. Bunlardan Muğîra oğullarından Bedr günü kurtuldunuz, Ümeyye oğullarına ise bir süreye kadar mühlet verilmiştir.
İbn Abbâs’tan gelen başka bir rivayette de İbn Abbâs, Hz. Ömer’e bu âyeti sorduğunda o: “Onlar Kureyş’ten iki günahkâr gruptur ki birisi benim dayılarım, diğeri de senin amcalarındır. Allah Tealâ onlardan benim dayılarım olanının kökünü Bedr’de kazıdı ve hepsini helak etti. Senin amcaların olan gruba gelince; Allah onlara da bir süreye kadar mühlet vermiştir.” diye cevap vermiş.[7] Yalnız Taberî’deki bu rivayetlerde nüzul kaydı bulunmamaktadır.[8]
52. Bu. uyarüsınlar ve yalnızca bir tek ilâh olduğunu bilsinler, akıl sahipleri de öğüt alsınlar diye insanlara bir tebliğdir.
Yemân ibn Riâb bu âyet-i kerimenin Hz. Ebu Bekr es-Sıddîk hakkında nazil olduğunu rivayet etmiştir.[9]
[1] Kurtubî, age. IX,222.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/531.
[2] Kurtubî, age. ix,222.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/531.
[3] Neseî, Cenâiz, 114, hadis no: 2054, 2055; İbn Mâce, Zühd, 32, hadis no: 4269.
[4] Kmiubî, age. ıx,239.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/531-532.
[5] Suyûtî, Lubâbu’n-Nük-fıi. 1.218.
[6] Kurtubî. age.!X.:i9ı.
[7] Taborî. age. xııı, 146.
[8] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/532.
[9] Kurtubî, age. ix,253.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/532.