Konularına göre alfabetik Kur’an sistematik fihristi kelime sözleri. Kurani Kerimde dehşet hakkında neler söylüyor? Dehşetle ile ilgili Kur’anı Kerim de sure ve ayetlerin anlamları meali nedir? Dehşeti anlatan ayetler nelerdir? Kuranda dehşet ile ilgili arapça sure ve ayetlerin okunuşları hangileridir?
Bakara Suresi, 19. ayet: Ya da (bunlar) karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek(ler)le yüklü, ‘gökten şiddetli bir yağmur fırtınasına tutulmuş gibidirler ki, yıldırımların saldığı dehşetle’; ölüm korkusundan parmaklarıyla kulaklarını tıkarlar. Oysa Allah kafirleri çepeçevre kuşatıcıdır.
Bakara Suresi, 19. ayet okunuşu : Ev ke sayyibin mines semâi fîhi zulumâtun ve ra’dun ve berk(berkun), yec’alûne esâbiahum fî âzânihim mines savâiki hazaral mevt(mevti), vallâhu muhîtun bil kâfirîn(kâfirîne).
Araf Suresi, 116. ayet: (Musa:) “Siz atın” dedi. (Asalarını) atıverince, insanların gözlerini büyüleyiverdiler, onları dehşete düşürdüler ve (ortaya) büyük bir sihir getirmiş oldular.
Araf Suresi, 116. ayet okunuşu : Kâle elkû fe lemmâ elkav seharû a’yunen nâsi vesterhebûhum ve câû bi sihrin azîm(azîmin).
İbrahim Suresi, 42. ayet: (Ey Muhammed,) Allah’ı sakın zulmedenlerin yapmakta olduklarından habersiz sanma, onları yalnızca gözlerin dehşetle belireceği bir güne ertelemektedir.
İbrahim Suresi, 42. ayet okunuşu : Ve lâ tahsebennallâhe gâfilen ammâ ya’meluz zâlimûn(zâlimûne), innemâ yuahhıruhum li yevmin teşhasu fîhil ebsâr(ebsâru).
Kehf Suresi, 49. ayet: (Önlerine) Kitap konulmuştur; artık suçlu-günahkarların, onda olanlardan dolayı dehşetle-korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki: “Eyvahlar bize, bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bırakmayıp herşeyi sayıp-döküyor?” Yapıp-ettiklerini (önlerinde) hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez.
Kehf Suresi, 49. ayet okunuşu : Ve vudıal kitâbu fe terel mucrimîne muşfikîne mimmâ fîhi ve yekûlûne yâ veyletenâ mâli hâzel kitâbi lâ yugâdiru sagîreten ve lâ kebîreten illâ ahsâhâ, ve vecedû mâ amilû hâdırâ(hâdıren), ve lâ yazlimu rabbuke ehadâ(ehaden)
Kasas Suresi, 32. ayet: “Elini koynuna sok, kusursuz olarak bembeyaz çıksın. Ve (her türlü) dehşetten yana kanatlarını kendine doğru çek. İşte bunlar, senin Rabbinden Firavun ve önde gelen adamlarına iki kesin-kanıt (mucize)dır. Gerçekten onlar, fasık bir topluluktur.”
Kasas Suresi, 32. ayet okunuşu : Usluk yedeke fî ceybike tahruc beydâe min gayri sû(sûin), vadmum ileyke cenâhake miner rehbi fe zânike burhânâni min rabbike ilâ fir’avne ve melâih(melâihî), innehum kânû kavmen fâsikîn(fâsikîne).
Kamer Suresi, 7. ayet: Gözleri ‘zillet ve dehşetten düşmüş olarak’, sanki ‘yayılan’ çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
Kamer Suresi, 7. ayet okunuşu : Ğuşşean ebsarıhum yahrucune minel ecdasi keennehum ceradum munteşir
Haşr Suresi, 13. ayet: Herhalde içlerinde ‘dehşet ve yılgınlık uyandırma bakımından’ siz, Allah’tan daha çetinsiniz. Bu, şüphesiz onların ‘derin bir kavrayışa sahip olmamaları’ dolayısıyla böyledir.
Haşr Suresi, 13. ayet okunuşu : Le entum eşeddu rehbeten fî sudûrihim minallâhi, zâlike bi ennehum kavmun lâ yefkahûn(yefkahûne)
Kalem Suresi, 43. ayet: Gözleri ‘korkudan ve dehşetten düşük’, kendilerini de zillet sarıp-kuşatmış. Oysa onlar, (daha önce) sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.
Kalem Suresi, 43. ayet okunuşu : Hâşiaten ebsâruhum terhekuhum zilleh(zilletun), ve kad kânû yud’avne iles sucûdi ve hum sâlimûn(sâlimûne)
Mearic Suresi, 44. ayet: Gözleri ‘korkudan ve dehşetten düşük’ yüzlerini de bir zillet kaplamış; işte bu, kendilerine vadedilmekte olan (kıyamet ve azap) günüdür.
Mearic Suresi, 44. ayet okunuşu : Ğâşi’aten ebsâruhum terhekuhum zilleh(zilletun), zâlikel yevmullezî kânû yûadûn(yûadûne)