Konularına göre alfabetik Kur’an sistematik fihristi kelime sözleri. Meyve kuranda nasıl geçiyor? Meyveleri anlatan ayetler nelerdir? Kuranda meyve ile alakalı arapça sure ve ayetlerin okunuşları hangileridir? Meyve ile ilgili Kur’anı Kerim de sure ve ayetlerin anlamları meali nedir? Kurani Kerimde meyve hakkında neler söylüyor?
En’am Suresi, 99. ayet okunuşu : Ve huvellezî enzele mines semâi mâ’(mâen), fe ahrecnâ bihî nebate kulli şey’in fe ahrecnâ minhu hadıran nuhricu minhu habben muterâkibâ(muterâkiben), ve minen nahli min tal’ıhâ kınvânun dâniyetun ve cennâtin min a’nâbin vez zeytûne ver rummâne muştebihen ve gayre muteşâbih(muteşâbihin), unzurû ilâ semerihî izâ esmere ve yen’ıh(yen’ıhî), inne fî zâlikum le âyâtin li kavmin yu’minûn(yu’minûne).
En’am Suresi, 99. ayet: O, gökten su indirendir. Bununla herşeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kılıyoruz.) Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakıverin. Şüphesiz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır.
Yusuf Suresi, 31. ayet okunuşu : Fe lemmâ semiat bi mekrihinne erselet ileyhinne ve a’tedet lehunne mutteke’en ve âtet kulle vâhidetin minhunne sikkînen ve kâletihruc aleyhinn(aleyhinne), fe lemmâ re’eynehû ekbernehu ve katta’ne eydiyehunne ve kulne hâşe lillâhi mâ hâzâ beşerâ(beşeren),in hâzâ illâ melekun kerîm(kerîmun).
Yusuf Suresi, 31. ayet: (Kadın) Onların düzenlerini işitince, onlara (bir davetçi) yolladı, oturup dayanacakları yerler hazırladı ve her birinin eline (önlerindeki meyveleri soymaları için) bıçak verdi. (Yusuf’a da:) “Çık, onlara (görün)” dedi. Böylece onlar onu (olağanüstü güzellikte) görünce (insanüstü bir varlıkmış gibi gözlerinde) büyüttüler, (şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve: “Allah’ı tenzih ederiz; bu bir beşer değildir. Bu, ancak üstün bir melektir” dediler.
Nahl Suresi, 11. ayet okunuşu : Yunbitu lekum bihiz zer’a vez zeytûne ven nahîle vel a’nâbe ve min kullis semerât(semereti), inne fî zâlike le âyeten li kavmin yetefekkerûn(yetefekkerûne).
Nahl Suresi, 11. ayet: Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır.
Nahl Suresi, 67. ayet okunuşu : Ve min semerâtin nahîli vel a’nâbi tettehîzûne minhu sekeren ve rızkan hasenâ(hasenen), inne fî zâlike le âyeten li kavmin ya’kılûn(ya’kılûne).
Nahl Suresi, 67. ayet: Hurmalıkların ve üzümlüklerin meyvelerinden kurdukları çardaklarda hem sarhoşluk verici içki, hem güzel bir rızık edinmektesiniz. Şüphesiz aklını kullanabilen bir topluluk için, gerçekten bunda bir ayet vardır.
Nahl Suresi, 69. ayet okunuşu : Summe kulî min kullis semerâti feslukî subule rabbiki zululâ(zululen), yahrucu min butûnihâ şarâbun muhtelifun elvânuhu fîhi şifâun lin nâs(nâsi), inne fî zâlike le âyeten li kavmin yetefekkerûn(yetefekkerûne).
Nahl Suresi, 69. ayet: Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır.
Fatır Suresi, 27. ayet okunuşu : E lem tere ennallâhe enzele mines semâi mâen, fe ahrecnâ bihî semerâtin muhtelifen elvânuhâ, ve minel cibâli cudedun bîdun ve humrun muhtelifun elvânuhâ ve garâbîbu sûd(sûdun).
Fatır Suresi, 27. ayet: Allah’ın gökyüzünden su indirdiğini görmedin mi? Böylece Biz onunla, renkleri değişik olan meyveler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı renkleri değişik ve siyah yollar (kıldık).
Sad Suresi, 51. ayet okunuşu : Muttekîne fîhâ yed’ûne fîhâ bi fâkihetin kesîretin ve şerâb(şerâbin).
Sad Suresi, 51. ayet: İçinde yaslanıp-dayanmışlardır; orda birçok meyve ve şarap istemektedirler.
Fussilet Suresi, 47. ayet okunuşu : İleyhi yureddu ilmus sâah(sâati), ve mâ tahrucu min semerâtinmin ekmâmihâ ve mâ tahmilu min unsâ ve lâ tedau illâ bi ilmih(ilmihî), ve yevme yunâdîhim eyne şurekâî kâlû âzennâke mâ minnâ min şehîd(şehîdin).
Fussilet Suresi, 47. ayet: Kıyamet-saatinin ilmi O’na döndürülür. O’nun ilmi olmaksızın, hiçbir meyve tomurcuğundan çıkmaz, hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz da. Onlara: “Benim ortaklarım nerede” diye sesleneceği gün, dediler ki: “Sana arzettik ki, bizden hiçbir şahid yok.”
Zuhruf Suresi, 73. ayet okunuşu : Lekum fîhâ fâkihetun kesîretun minhâ te’kulûn(te’kulûne).
Zuhruf Suresi, 73. ayet: “Orda sizin için birçok meyveler vardır; onlardan yiyeceksiniz.”
Duhan Suresi, 55. ayet okunuşu : Yed’ûne fîhâ bi kulli fâkihetin âminîn(âminîne).
Duhan Suresi, 55. ayet: Orda, güvenlik içinde her türlü meyveyi istiyorlar;
Muhammed Suresi, 15. ayet okunuşu : Meselul cennetilletî vuidel muttekûn(muttekûne), fîhâ enhârun min mâin gayri âsin(âsinin), ve enhârun min lebenin lem yetegayyer ta’muh(ta’muhu), ve enhârun min hamrin lezzetin liş şâribîn(şâribîne), ve enhârun min aselin musaffâ(musaffen), ve lehum fîhâ min kullis semerâti ve magfiretun min rabbihim, ke men huve hâlidun fîn nâri ve sukû mâen hamîmen fe kattaa em’âehum.
Muhammed Suresi, 15. ayet: Takva sahiplerine va’dedilen cennetin misali (şudur): İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç (böyle mükafaatlanan bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını ‘parça parça koparan’ kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu?
Tur Suresi, 22. ayet okunuşu : Ve emdednâhum bi fâkihetin ve lahmin mimmâ yeştehûn (yeştehûne).
Tur Suresi, 22. ayet: Onlara, istek duyup-arzuladıkları meyvelerden ve etten bol bol verdik.
Rahman Suresi, 11. ayet okunuşu : Fîhâ fâkihetun vennahlu zâtul ekmâm(ekmâmi).
Rahman Suresi, 11. ayet: Onda meyveler ve salkımlı hurmalıklar var.
Rahman Suresi, 52. ayet okunuşu : Fîhi mâ min kulli fâtihetin zevcân(zevcâni).
Rahman Suresi, 52. ayet: İkisinde de her meyveden iki çift vardır.
Rahman Suresi, 54. ayet okunuşu : Muttekiîne alâ furuşin betâinuhâ min istebrak(istebrakin), ve cenel cenneteyni dân(dânin).
Rahman Suresi, 54. ayet: Astarları, ağır işlenmiş atlastan yataklar üzerinde yaslanırlar. İki cennetin de meyve-devşirmesi (ordakilere) yakın (kolay)dır.
Rahman Suresi, 68. ayet okunuşu : Fîhi mâ fâkihetun ve nahlun ve rummân(rummânun).
Rahman Suresi, 68. ayet: İçlerinde (her türden) meyve, eşsiz-hurma ve eşsiz-nar vardır.
Vakıa Suresi, 20. ayet okunuşu : Ve fâkihetin mimmâ yetehayyerûn(yetehayyerûne).
Vakıa Suresi, 20. ayet: Arzulayıp-seçecekleri meyveler,
Vakıa Suresi, 29. ayet okunuşu : Ve talhın mendûd(mendûdin).
Vakıa Suresi, 29. ayet: Üstüste dizili meyveleri sarkmış muz ağaçları,
Vakıa Suresi, 32. ayet okunuşu : Ve fâkihetin kesîrah(kesîretin)
Vakıa Suresi, 32. ayet: Ve (daha) birçok meyveler arasında,
Mürselat Suresi, 42. ayet okunuşu : Ve fevâkihe mimmâ yeştehûn(yeştehûne).
Mürselat Suresi, 42. ayet: Ve canlarının çekip-arzu ettiği meyveler (arasındadırlar).
Abese Suresi, 31. ayet okunuşu : Ve fâkiheten ve ebbâ(ebben).
Abese Suresi, 31. ayet: Meyveler ve otlaklıklar,