Al-i İmran Suresi, 119. ayet okunuşu : Ha entum ulai tuhıbbunehum ve la yuhıbbunekum ve tu’minune bil kitabi kullih, ve iza lekukum kalu amenna, ve iza halev addu aleykumul enamile minel gayz, kul mutu bi gayzikum, innallahe alimun bi zatis sudur.
Al-i İmran Suresi, 119. ayet: Sizler, işte böylesiniz; onları seversiniz, oysa onlar sizi sevmezler. Siz kitabın tümüne inanırsınız, onlar sizinle karşılaştıklarında “inandık” derler, kendi başlarına kaldıklarında ise, size olan kin ve öfkelerinden dolayı parmak uçlarını ısırırlar. De ki: “Kin ve öfkenizle ölün.” Şüphesiz Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
Al-i İmran Suresi, 134. ayet okunuşu : Ellezine yunfikune fis serrai ved darrai vel kazıminel gayza vel afine anin nas, vallahu yuhibbul muhsinin.
Al-i İmran Suresi, 134. ayet: Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar(daki hakların)dan bağışlama ile (vaz)geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.
Araf Suresi, 150. ayet okunuşu : Ve lemma recea musa ila kavmihi gadbane esifen kale bi’sema haleftumuni min ba’di, e aciltum emre rabbikum, ve elkal elvaha ve ehaze bi re’si ahihi yecurruhu ileyh, kalebne umme innel kavmestad’afuni ve kadu yaktuluneni fe la tuşmit biyel a’dae ve la tec’alni meal kavmiz zalimin.
Araf Suresi, 150. ayet: Musa kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndüğünde onlara: “Beni arkamdan, ne kötü temsil ettiniz? Rabbinizin emrini çabuklaştırdınız, öyle mi?” dedi. Levhaları bıraktı ve kardeşini başından tutup kendisine doğru çekiyordu (ki Harun ona:) “Annem oğlu, bu topluluk beni zayıflattı (hırpalayıp güçsüzleştirdi) ve neredeyse beni öldürmeye giriştiler. Bari sen düşmanları sevindirecek bir şey yapma ve beni bu zalimler topluluğuyla birlikte kılma (sayma)” dedi.
Araf Suresi, 154. ayet okunuşu : Ve lemma sekete an musel gadabu ehazel elvah, ve fi nushatiha huden ve rahmetun lillezine hum li rabbihim yerhebun.
Araf Suresi, 154. ayet: Musa kabaran öfkesi (gazabı) yatışınca Levhaları aldı. (Onlardan bir) Nüshasında “Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve bir rahmet vardır” (yazılıydı).
Tevbe Suresi, 15. ayet okunuşu : Ve yuzhib gayza kulubihim, ve yetubullahu ala men yeşa’u, vallahu alimun hakim.
Tevbe Suresi, 15. ayet: Ve kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Tevbe Suresi, 120. ayet okunuşu : Ma kane li ehlil medineti ve men havlehum minel a’rabi en yetehallefu an resulillahi ve la yergabu bi enfusihim an nefsih, zalike bi ennehum la yusibuhum zameun ve la nasabun ve la mahmesatun fi sebilillahi ve la yetaune mevtıan yagizul kuffare ve la yenalune min aduvvin neylen illa kutibe lehum bihi amelun salih, innallahe la yudiu ecrel muhsinin.
Tevbe Suresi, 120. ayet: Medine halkına ve çevresindeki bedevilere, Allah’ın elçisinden geri kalmaları, kendi nefislerini onun nefsine tercih etmeleri yakışmaz. Bu, gerçekten onların Allah yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, ‘dayanılmaz bir açlık’ (çekmeleri), kafirleri ‘kin ve öfkeyle ayaklandıracak’ bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları karşılığında, mutlaka onlara bununla salih bir amel yazılmış olması nedeniyledir. Şüphesiz Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez.
Nahl Suresi, 58. ayet okunuşu : Ve iza buşşire ehaduhum bil unsa zalle vechuhu musvedden ve huve kezim.
Nahl Suresi, 58. ayet: Onlardan birine kız (çocuk) müjdelendiği zaman içi öfkeyle-taşarak yüzü simsiyah kesilir.
Taha Suresi, 86. ayet okunuşu : Fe recea musa ila kavmihi gadbane esifa, kale ya kavmi e lem yaıdkum rabbukum va’den hasena, e fe tale aleykumul ahdu em eredtum en yahılle aleykum gadabun min rabbikum fe ahleftum mev’ıdi.
Taha Suresi, 86. ayet: Bunun üzerine Musa, kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndü. Dedi ki: “Ey kavmim, Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Size (verilen) söz (ya da süre) pek uzun mu geldi? Yoksa Rabbinizden üzerinize kaçınılmaz bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?”
Enbiya Suresi, 87. ayet okunuşu : Ve zennuni iz zehebe mugadıben fe zanne en len nakdire aleyhi fe nada fiz zulumati en la ilahe illa ente subhaneke inni kuntu minez zalimin.
Enbiya Suresi, 87. ayet: Balık sahibi (Yunus’u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: “Senden başka İlah yoktur, Sen Yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum” diye çağrıda bulunmuştu.
Hac Suresi, 15. ayet okunuşu : Men kane yezunnu en len yensurehullahu fid dunya vel ahıreti felyemdud bi sebebin iles semai summel yakta’ felyenzur hel yuzhibennekeyduhu ma yagiz.
Hac Suresi, 15. ayet: Kim, Allah’ın ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?
Furkan Suresi, 12. ayet okunuşu : İza raethum min mekanin baidin semiu leha tegayyuzan ve zefira.
Furkan Suresi, 12. ayet: (Ateş,) Onları uzak bir yerden gördüğünde, onlar bunun gazablı öfkesini ve uğultusunu işitirler.
Şuara Suresi, 55. ayet okunuşu : Ve innehum lena le gaizun.
Şuara Suresi, 55. ayet: “Ve elbette bize karşı da büyük bir öfke beslemektedirler.”
Şuara Suresi, 168. ayet okunuşu : Kale inni li amelikum minel kalin.
Şuara Suresi, 168. ayet: Dedi ki: “Gerçekten ben, sizin bu yaptığınıza öfke ile karşı olanlardanım.”
Ahzab Suresi, 25. ayet okunuşu : Ve reddallahullezine keferu bi gayzıhim lem yenalu hayra, ve kefallahul mu’mininel kıtal, ve kanallahu kaviyyen aziza.
Ahzab Suresi, 25. ayet: Allah, inkar edenleri kin ve öfkeleriyle geri çevirdi, onlar hiçbir hayra varamadılar. Savaşta Allah (yardımcı ve zafer nasib edici olarak) mü’minlere yetti. Allah çok güçlüdür, üstün ve galib olandır.
Zümer Suresi, 45. ayet okunuşu : Ve iza zukirallahu vahdehuşmeezzet kulubullezine la yu’minune bil ahıreh, ve iza zukirellezine min dunihi iza hum yestebşirun.
Zümer Suresi, 45. ayet: Sadece Allah anıldığı zaman, ahirete inanmayanların kalbi öfkeyle kabarır. Oysa O’ndan başkaları anıldığında hemen sevince kapılırlar.
Mü’min Suresi, 35. ayet okunuşu : Ellezine yucadilune fi ayatillahi bi gayri sultanin etahum, kebure makten indallahi ve indellezine amenu, kezalike yatbaullahu ala kulli kalbi mutekebbirin cebbar.
Mü’min Suresi, 35. ayet: “Ki onlar, Allah’ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah Katında da, iman edenler katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle mühürler.”
Fetih Suresi, 29. ayet okunuşu : Muhammedun resulullah, vellezine meahu eşiddau alel kuffari ruhamau beynehum terahum rukkean succeden yebtegune fadlen minallahi ve rıdvanen simahum fi vucuhihim min eseris sucud, zalike meseluhum fit tevrat, ve meseluhum fil incil, ke zer’in ahrece şat’ehu fe azerehu festagleza festeva ala sukıhi yu’cibuz zurraa, li yagiza bihimul kuffar, vaadallahullezine amenu ve amilus salihati minhum magfireten ve ecren azima.
Fetih Suresi, 29. ayet: Muhammed, Allah’ın elçisidir. Ve onunla birlikte olanlar da kafirlere karşı zorlu, kendi aralarında ise merhametlidirler. Onları, rüku edenler, secde edenler olarak görürsün; onlar, Allah’tan bir fazl (lütuf ve ihsan) ve hoşnutluk arayıp-isterler. Belirtileri, secde izinden yüzlerindedir. İşte onların Tevrat’taki vasıfları budur: İncil’deki vasıfları ise: Sanki bir ekin; filizini çıkarmış, derken onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış, sonra sapları üzerinde doğrulup-boy atmış (ki bu,) ekicilerin hoşuna gider. (Bu örnek,) Onunla kafirleri öfkelendirmek içindir. Allah, içlerinden iman edip salih amellerde bulunanlara bir mağfiret ve büyük bir ecir va’detmiştir.
Zuhruf Suresi, 55. ayet okunuşu : Fe lemma asefunentekamna minhum fe agraknahum ecmain.
Zuhruf Suresi, 55. ayet: Sonunda Bizi öfkelendirince, Biz de onlardan intikam aldık, böylece onları toplu olarak suda boğduk.
Fetih Suresi, 26. ayet okunuşu : İz cealellezine keferu fi kulubihimul hamiyyete hamiyyetel cahiliyyeti fe enzelallahu sekinetehu ala resulihi ve alel mu’minine ve elzemehum kelimetet takva ve kanu e hakka biha ve ehleha ve kanallahu bi kulli şey’in alima.
Fetih Suresi, 26. ayet: Hani o inkar edenler, kendi kalplerinde, ‘öfkeli soy koruyuculuğu’nu (hamiyeti), cahiliyenin ‘öfkeli soy koruyuculuğunu’ kılıp-kışkırttıkları zaman, hemen Allah; elçisinin ve mü’minlerin üzerine ‘(kalbi teskin eden) güven ve yatışma duygusunu’ indirdi ve onları “takva sözü” üzerinde ‘kararlılıkla ayakta tuttu.” Zaten onlar da, buna layık ve ehil idiler. Allah, herşeyi hakkıyla bilendir.
Mülk Suresi, 8. ayet okunuşu : Tekadu temeyyezu minel gayz, kullema ulkıye fiha fevcun seelehum hazenetuha e lem ye’tikum nezir.
Mülk Suresi, 8. ayet: Öfkesinin-şiddetinden neredeyse patlayıp parçalanacak. Her bir grup içine atıldığında, bekçileri onlara sorar: “Size bir uyarıcı gelmedi mi?”